Tasavvuf; Nefsâniyetin Bertarâfı, Rûhâniyetin İnkişâfıdır
Kula en büyük engel nedir? Tasavvuf; nefsâniyetin bertarâfı, rûhâniyetin inkişâfıdır...
Cenâb-ı Hak ehemmiyetine binâen, Kurʼân-ı Kerîmʼde arka arkaya tam yedi kez yemin ettikten sonra beyân eder ki:
KULA EN BÜYÜK ENGEL
“Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mânevî kirlerden temizleyen) mutlakâ kurtuluşa ermiş; onu kötülüklere gömen de elbette hüsrâna uğramıştır.” (eş-Şems, 9-10)
Bugün global kültür istîlâsı, nefsâniyeti tahrik eden reklâmlar, lüks ve israfı kamçılayan modalar, televizyon ve internetin menfî telkin ve propagandaları, müthiş bir mânevî erozyon ve kirlenmeyi beraberinde getirdi. İnsanların akıl ve gönül dünyaları hercümerc oldu. Gâye ile vâsıta birbirine karıştı. Hakkʼa kulluğun îfâsında güç-kuvvet kazanmak için yiyip içmek yerine, yiyip içip tüketmek için yaşanır oldu. Kalpler dünyanın esiri, nefisler şehevî arzuların kölesi hâline geldi. Ruhlardaki tatminsizlik, insanlığı ferdî ve ictimâî buhranlara sürükledi. En nihâyet, bütün uhrevî endişelerden uzak, âdeta âhiretsiz bir dünya anlayışı, insanların zihinlerine ve gönüllerine zehir serpti.
Bu sebeple bugün, nefs tezkiyesi ve kalp tasfiyesi demek olan tasavvufî terbiye, çok daha büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Çünkü tasavvuf; hamd, şükür, rızâ, zühd, istiğnâ ve kanaat eğitimidir. Esas hayatın âhiret hayatı olduğu gerçeğini idrâk ederek, gönlü dünyanın gelgeç nefsânî arzularının esâretinden kurtarmaktır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Kendisiyle İmtihanında Tasavvuf, Erkam Yayınları