Tasavvufataki Vahdeti Vücut Anlayışı Nedir?
Tasavvufî düşüncede en çok gündeme gelen ve tartışılan konuların başında vahdet-i vücûd gelmektedir. Sûfîlere göre vahdet-i vücûd nedir? Vahdeti vücut ne demektir? Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz cevaplıyor...
Vahdet ve tevhîd fikri İslâm’ın temel değeridir. Bu yüzden bütün İslâm âlimleri gibi sûfîler de başlangıçtan beri düşünce ve yaşantılarını vahdet ve tevhîd fikrine göre düzenlemişlerdir. İlk sûfîlerden îtibâren tevhîd-i kusûd; gâye ve maksadları Bir’e indirme, tevhîd-i şuhûd; âlemde sâdece Bir’i görme şeklinde ifâde edilen vahdet fikri, zamanla bütün izâfî varlıklardan soyutlanmak anlamına “ıskâtu’l-yâât” şeklinde ifâde edilmiştir. Tevhîdin tasavvuftaki nihâî noktası vahdet-i vücûddur. Kelimeyi ilk kullanan olmamakla beraber vahdet-i vücûd fikrinin İbn Arabî’ye âid olduğu kabûl edilir.
Vahdet-i vücûd her ne kadar kavram olarak İbn Arabî’den sonra ortaya çıkmışsa da muhtevâsı îtibâriyle ilk devirlerden beri bilinmektedir. Vahdet-i vücûd, gerçek varlık birdir, o da Hakk’ın varlığıdır, demektir. O’ndan başka hakîkî vücûd sâhibi bir varlık, O’ndan başka “kâim bi-nefsihî” bir vücûd mevcûd değildir. Diğer varlıkların vücûdu O’nun vücûduna nisbetle yok hükmündedir. Çünkü onların varlıkları O’nun varlığına bağlıdır. Bu kevn âlemindeki eşyâ O’nun mazharı; yâni zuhûr mahallidir. Dolayısıyla eşyânın varlığı, gölgenin varlığı gibidir. Nasıl eşyâ olmadan gölge olmazsa, O’nun varlığı olmadan eşyânın varlığı düşünülemez. O’nun vücûdu yanında eşyânın varlığı yok hükmündedir.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları