"Tecvid" İfâdesinin İlk Kullanıldığı Eser

KUR’ÂNIMIZ

"Tecvid" ifâdesinin ilk kullanıldığı eser hangisidir? Eserin müellifi kimdir? Eseri ve detayları Kurra Hafız Fatih Çollak Hoca anlatıyor...

er-Riaye tecvid konusunda günümüze ulaşan ilk çalışma olduğu kabul edilen eserdir. Müellifi Mekki b. Ebi Talib'dir.

MEKKÎ b. EBÛ TÂLİB KİMDİR?

23 Şâban 355’te (14 Ağustos 966) Kayrevan’da dünyaya geldi. Doğum tarihi bazı kaynaklarda 354 (965) olarak zikredilir. İlk eğitimini İbn Ebû Zeyd ve Ebü’l-Hasan el-Kābisî gibi hocalardan aldı. On üç yaşında iken Kahire’ye giderek burada hesap ve dil derslerine devam etti. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi. Altı yıl süren bu tahsil döneminin ardından Kayrevan’a döndü. 377’de (987) ikinci defa Mısır’a gitti ve aynı yıl hac görevini de ifa etti. 378 (988) yılının başlarında Mısır’da Ebü’t-Tayyib İbn Galbûn’dan yeniden kıraat okumaya başladı, ancak tamamlamadan Kayrevan’a döndü ve 382’de (992) tekrar Mısır’a giderek kıraat tahsilini tamamladı. Mısır’da bulunduğu yıllarda ayrıca Ebû Adî İbnü’l-İmâm Abdülazîz b. Ali’den Verş’in rivayetine göre Hamza b. Habîb ez-Zeyyât’ın kıraatini okudu; tefsir ve nahiv âlimi Ebû Bekir Muhammed b. Ali el-Üdfüvî’nin derslerine devam etti. 383’te (993) memleketine dönerek kıraat okutmaya başladı. 387’de (997) Mekke’ye gitti ve 390 (1000) yılının sonuna kadar burada kalarak Ebü’l-Hasan el-Abkasî, Ebü’t-Tâhir Muhammed b. Muhammed b. Cibrîl el-Uceyfî, Ebü’l-Kāsım Ubeydullah es-Sekatî ve Ebû Bekir Ahmed b. İbrâhim el-Mervezî gibi âlimlerin derslerinden istifade etti. 391’de (1001) Kudüs’e geçen (, II, 310) ve burada bir müddet kaldıktan sonra Mısır’a giden Mekkî b. Ebû Tâlib 392 (1002) yılında Kayrevan’a döndü; Receb 393’te (Mayıs 1003) hayatının bundan sonraki bölümünü geçireceği Endülüs’e geçti. Önce Kurtuba’da (Córdoba) Mescidü’n-Nühayle’de kıraat dersleri vermeye başladı; hâcib Abdülmelik b. Mansûr el-Muzaffer onu Zâhire Camii’ne nakletti ve Âmirîler Devleti yıkılıncaya kadar (415/1024) buradaki derslerini sürdürdü. Ardından Emîr Mehdî-Billâh el-Ümevî tarafından Kurtuba Camii’nde kıraat dersleri vermekle görevlendirildi. Ebü’l-Hazm Muhammed b. Cevher kendisine imamlık ve hatiplik vazifesi verilinceye kadar (429/1038) bu derslerine devam etti; hitabet görevini hayatının sonuna kadar sürdürdü. Abdullah b. Sehl, İbnü’l-Beyyâz diye tanınan Yahyâ b. İbrâhim, Muhammed b. Ahmed b. Mutarrif el-Kinânî, İbn Şüreyh, Mûsâ b. Süleyman el-Lahmî, İbnü’t-Tallâ‘ ve Hâzim b. Muhammed ondan kıraat alanında istifade eden pek çok talebeden bazılarıdır. Güzel ahlâkı ve mütevazi kişiliğiyle tanınan Mekkî b. Ebû Tâlib 2 Muharrem 437’de (20 Temmuz 1045) vefat etti ve oğlu Ebû Tâlib Muhammed’in kıldırdığı cenaze namazının ardından Kurtuba’da Rabaz Kabristanı’na defnedildi. Akîdede Selef yolunu seçmiş, fıkıhta Mâlikî mezhebini benimsemiş, vakur kişiliğiyle halkın yanında devlet adamlarının ve idarecilerin de saygısını kazanmıştır.

Kaynak: Biyografi - Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,