Tedris Ne Demek? Tedris Etmek Ne Anlama Gelir?
Tedris ne demek? Tedris kelimesinin anlamı nedir? Tedris kelimesi ile ilgili örnek cümleler...
Tedrîs: Ders verme, öğretme, okutma anlamlarına gelmektedir.
TEDRİS KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Fıkhî hususlarda noksanlığı olanlar, sâlih din âlimlerinin rahle-i tedrîsinden geçerek zâhirlerini düzeltmelidirler. “Fıkh-ı bâtın” diyebileceğimiz tasavvufî hakîkatlere dâir eksik ve noksanlıkları bulunanlar da takvâ ehli ârif zâtların, yani mürşidlerin sohbet ve nasihatlerinden tefeyyüz ederek kalp âlemlerini tanzim etmelidirler. İhlâs, takvâ, huşû ve ihsan gibi kalbî hususlardaki noksanlıklarını telâfî ederek mânen olgunlaşmalıdırlar.
*****
“–Güzel Dedem!.. Benim fakültem sizsiniz! Sizin rahle-i tedrîsinizden; sizin terbiye ve eğitiminizden başka bir fakülte bana gerekmez. Okuduğum fakülteyi, irşâdınız üzere şeklen en kısa zamanda bitireceğim. Fakat orada öğrendiğim yanlış fikirleri çürütmek için asıl sizin dizinizin dibinde öğreneceklerime ağırlık vereceğim.” dedi.
*****
Ümmet-i Muhammed olmanın kıymetini bilmeliyiz. Kur’ân-ı Kerîm tedrîsinde olmanın kıymetini bilmeliyiz.
*****
Mâzîsi îtibâriyle “deve çobanı” olan Hazret-i Abdullâh, hidâyete kavuşup Rasûlullâh’ın rahle-i tedrîsinden geçince gönlü deryâ hâline geldi, inceldi, derinleşti, kalbi ilâhî tecellîlere mâkes oldu. Kendi ifâdesiyle, “Bize Allâh Rasûlü’nden öyle hâller in’ikâs etti ki yenen lokmaların zikrini duyuyorduk.” diyordu. (Bkz. Buhârî, Menâkıb, 25) İşte meşhûr Kûfe Mektebi bu şanlı sahâbînin eseridir. Dünyânın en büyük hukukçusu Ebû Hanife de bu mektebin talebesidir. O İmâm-ı Âzam ki, hukukçu olarak tanınan Solon ve Hammurabi, ona ancak bir çırak olabilir.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in tedris ve terbiyesi sâyesinde, mâzîsi îtibâriyle hiçbir şey olmayan insanlardan her şey olan, dünyâya yön veren insanlar zuhûr etti. Ölülerden diriler çıktı, kömürden elmas elde edildi.
İşte, sahâbe, nübüvvet pınarından nâil olduğu yoğun in’ikâslar netîcesinde Hakk’a akrabiyet, yâni kalben Hakk’a yakınlığı tahsîl etti. Onların nazarında hak ve hayır bütün güzelliği ile; şer ve bâtıl da bütün çirkinliği ile netleşti. Kendilerinden sonra gelen nesillere de aynı rûhu in’ikâs ettirdiler.
*****