Teennî Ne Demek? Teennî Anlamı Nedir?
Teennî ne demek? Teennî kelimesinin anlamı nedir? Teennî kelimesine örnek cümleler...
Teennî: Acele etmeden, ihtiyatlı, düşünceli ve yavaş hareket etme, temkinli davranma anlamlarına gelmektedir.
TEENNİ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Îtidâl, teennî, hâl ve gidişce iyi olmak, peygamberliğin yirmi dört cüz’ünden biridir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 2/4776; Tirmizî, Birr, 66/2010; Muvatta’, Şaar, 17)
Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği güzel hasletlerden biri de “teennî”dir. O da bir iş yaparken acele etmemek, yapılacak işin önünü sonunu düşünmek ve
ihtiyatlı davranmaktır. Bu, hatâ etme ihtimâlini asgarîye indiren ve insanı pişmanlığa düşmekten koruyan bir haslettir.
İslâm, tedbirli olmaya ve teennî ile hareket etmeye çok ehemmiyet verir. Zira ilk bakışta mühim görülmeyen şeyler, neticede hiç de küçümsenmeyecek hâdiselere sebep olabilir. Mevlânâ Hazretleri’nin Mecâlis-i Seb’a isimli eserinde verdiği şu misâl, ne kadar mânidardır:
“Tâneyi gören kuşcağız tuzak var mı diye önden, arkadan, sağdan, soldan yüz defa kontrol eder. Kuşun aklı dâimâ aksi şeyleri düşündüğünden,
ondaki can korkusu yem aşkından ziyâdedir.”
Rasûlullah (s.a.v.) teennî sahibi bir sahâbîsini medhederek şöyle buyurmuştur:
“Sende Allâh’ın sevdiği iki husûsiyet vardır:
(1) Hilm, (yumuşak huyluluk).
(2) Teennî, (acele etmeden ihtiyatla hareket etmek).” (Müslim, Îmân, 25,26; Ebû Dâvûd, Edeb, 149; Tirmizî, Birr, 66/2011)
Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz:
“Teennî Allah Teâlâ’dan, acele ise şeytandandır.” buyurmuştur. (Tirmizî,Birr, 66/2012)
Bununla birlikte, hayırlı olduğu kesin olan işlerde acele etmek de zarûrîdir. Lâkin bu acele, hayırlı bir işe karar verip başlama hususunda ge262
reklidir, yoksa o işi yaparken eceleye getirip gerekli titizliği göstermemek, doğru değildir.
*****
“Îtidâl, teennî, hâl ve gidişce iyi olmak, peygamberliğin yirmi dört cüz’ünden biridir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 2/4776; Tirmizî, Birr, 66/2010; Muvatta, Şaar, 17)
*****
Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği güzel hasletlerden biri de “teennî”dir. O da bir iş yaparken acele etmemek, yapılacak işin önünü sonunu düşünmek demektir. İhtiyatlı davranma da diyebileceğimiz teennî, hatâ etme ihtimâlini asgarîye indiren, insanı pişmanlığa düşmekten koruyan bir haslettir.
İslâm, tedbir ve teennîye çok ehemmiyet verir. Zîrâ ilk bakışta mühim görülmeyen şeyler, netîcede hiç de küçümsenmeyecek hâdiselere sebep olabilir. Mevlânâ Hazretleri’nin Mecâlis-i Seb’a isimli eserinde verdiği şu misâl, ne kadar mânidârdır:
“Tâneyi gören kuşcağız tuzak var mı diye önden, arkadan, sağdan, soldan yüz defâ kontrol eder. Kuşun canı dâimâ aksi şeyleri düşündüğünden, ondaki can korkusu yem aşkından ziyâdedir.”
*****
Aşırılıktan kaçınıp orta yolu tutmak ve teennî ile hareket etmek, İslâm’ın tavsiye ettiği övgüye lâyık bir harekettir. Bunun aksine aşırılık, tembellik
ve ihtiyatsızlık ise, maddî-mânevî bütün emânet ve hizmetlerde dengeyi sarsan, insanlar arasındaki muâmelelerdeki âhenk ve insicâmı aksatıp zaafa uğratan zararlı vasıflardır.
Bu itibarla müslüman, itidâl ve teennî ile hareket etmeli, iyice düşünüp gerekli tedbirleri almadan işlerini aceleye getirmemelidir. İbâdet ve hayır işlerinde ise elini çabuk tutmalı, ancak îtidâlden uzaklaşıp aşırıya kaçarak kendini zor durumda bırakmamalıdır.
*****
Güzel konuşmak için, evvelâ dinlemeyi öğrenmek şarttır. Cenâb-ı Hak, çok dinleyip az konuşması için insana iki kulak, bir dil bahşetmiştir. Çok
konuşmak, insanı kısa zamanda gözden düşürür. O hâlde az ve yerinde konuşmalı, ölçüyü kaçırmadan sükûnet ve teennî ile söz söylemelidir. Zîrâ söz, ok gibidir, ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmesi mümkün değildir. Söylemeden önce sen ona hâkim iken, söyledikten sonra o sana hâkim olur. Yâni kendi sözünün mahkûmu durumuna düşersin. Söylenmeyen bir sözü her zaman için söylemek mümkündür, lâkin söylenen bir sözü de dâimâ müdâfaa etmek ve hesâbını vermek mecbûriyeti vardır. Söz vardır iş bitirir, söz vardır baş yitirir. Bunu Yûnus Emre Hazretleri ne güzel ifâde eder:
Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.
YORUMLAR