Tehir Ne Demek?

Tehir nedir? Tehir ne anlama gelmektedir? Tehir kelimesine örnek cümleler...

Tehir: Geriye bırakma, geciktirme, erteleme, başka bir zamana bırakma anlamlarına gelmektedir.

TEHİR KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Cenâb-ı Hakk’ın bilhassa şu îkâzını her an göz önünde bulundurmaktan gâfil kalmaz:

“Herhangi birinize ölüm gelip de: «Ey Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirsen de sadaka versem ve sâlihlerden olsam» demesinden evvel, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden infâk edin! Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi asla tehir etmez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (el-Münâfikûn, 10-11)

*****

Cenâb-ı Hakk’ın rahmet ve şefkatine bakın ki, dişlerin meydana gelişini, doğumdan iki sene sonraya tehir etmiştir. Zira bebek, iki sene boyunca anne sütünden başka bir şeyle tam mânâsıyla gıdâlanamaz. Bu bakımdan dişe ihtiyacı yoktur. Bilâkis bu devrede dişlerin varlığı, emziren anne için ayrı bir ıztırap sebebi
olurdu.

*****

Unutmamak gerekir ki ölüm, bütün canlıların yaşayacağı mutlak bir kaderdir. Zamanı, dakikası ve nefes sayısına kadar tâyin olunup hükme bağlanmıştır. Ecelin takdîm ve tehirinin, beşerî kudretle mümkün olmadığı, apaçık bir hakîkattir. Hacca gitme imkânına sâhip olanlar, bu husûsu iyice tefekkür edip, bu ibâdeti
îfâ etmekte gevşeklik göstermekten şiddetle sakınmalıdırlar.

*****

Her gün muhakkak yedi defa Yâsîn-i Şerîf okurdu. Zâten ezberindeydi. Kendisine bir şey söylendiğinde eğer cevap veremiyorsa, muhakkak okumakla meşguldü. Durak başında durur ve cevap verirdi...

Günlük evrâd-ı şerîflerini muhakkak okur, bir gün tehir etmezdi. Devrinin kutbu olduğu söylenirdi. Bazen öyle olurdu ki, sarayda olduğu muhakkak olmasına rağmen, her yerde aransa bulunamazdı...

İslam ve İhsan

TEHİR NE DEMEK? ANLAMI NEDİR?

Tehir Ne Demek? Anlamı Nedir?

CEM-İ TAKDİM VE CEM-İ TEHİR NEDİR?

Cem-i Takdim ve Cem-i Tehir Nedir?

DİNİMİZDE EV İÇİNDE KÖPEK BESLEMEK CAİZ MİDİR?

Dinimizde Ev İçinde Köpek Beslemek Caiz midir?

NAMAZI KAZAYA BIRAKMANIN HÜKMÜ

Namazı Kazaya Bırakmanın Hükmü

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.