Tek Parti Döneminde Satılan Camiler Yeniden İbadete Açılıyor

Vakıflar Genel Müdürü Ertem, 1935 yılında çıkarılan kanunla satılan bazı cami ve mescidleri kamulaştırıp restore ettikten sonra yeniden ibadete açtıklarını belirtti.

Yok olmaya yüz tutan tarihi eserleri ayağa kaldırdıklarını belirten Ertem, şöyle devam etti:

"Yıllardır kapalı olan camilerimizden İzmir'deki Kumrulu Mescit diye bilinen Abdurrahman Mescidi, Şeyh Bedri Efendi Türbesi ve Mescidi, Baladur Mescidi. Her üç camide çeşitli sebeplerle yıllardır ibadete kapalıydı.

 Kumrulu Mescidi sokak arasında kalmış, bakımsızlıktan, ilgisizlikten ve restore edilememekten dolayı çok bakımsız. Baladur Mescidi heyelan ve afet riski sebebiyle ibadete kapatılmıştı. Fakat baktık ki orada bir heyelan ve afet riski yok. Bunların tekrar restorasyonunu gerçekleştirdik ve ibadete açtık."

CAMİNİN OLDUĞU YERDE KAFETERYA VARDI

Ertem, İstanbul'da yok olan bazı tarihi yapıları da yeniden inşa ettiklerine işaret ederek, "Şeyh Süheyl Efendi Mescidi var, bir kısmı yolda kalmış, şu anda restorasyonu tamamlandı. Uzun Yusuf Mescidi, Altı Poğaça Mescidi var. Mesela Çapa'da, Kazasker Abdurrahman Camisi var, yok olmuştu, üzerinde bir kafeterya vardı. O kafeteryayı kaldırdık, tekrar aslına uygun düzenledik" dedi.

1935’TE ÇIKARILAN BİR KANUNDAN SONRA CAMİLER SATILDI

Adnan Ertem, 1935 yılında çıkarılan bir kanunla bazı cami ve mescitlerin satıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Eğer camiler arasında 500 metre mesafe varsa, daha aktif olana göre pasif durumda olanın satılmasına imkân veren bir kanun. Her 500 metre kapsamında olanın birisi satıldı diye bir ifade kullanmıyorum ama bu kanun bağlamında mesela Şehzadebaşı Camisi'nin 500 metre mesafesinde başka bir cami satılmıştır.

KAMULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Kilis'te bir cami de bu mahiyette satılmış. Geçtiğimiz dönem bu caminin de kamulaştırma işlemlerini gerçekleştirdik. Ardahan'da aynı dönemde, aynı şekilde satılan bir başka caminin kamulaştırma çalışmaları da sürüyor.

Bursa'da, Tavukçu Mescidi ile Zafranlı Mescidi, bunlar zamanla satılmıştı. Birisi günümüzde ikamet yeri olarak kullanılıyordu. Onları tekrar sahiplerinden satın aldık. Aslına uygun restore ederek tekrar ibadete açtık."

VAKFEDENİN EMANETİ DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİYORUZ

Amaçlarının idareleri altındaki vakıfların vakfiyeleri doğrultusunda hareket etmek olduğuna işaret eden Ertem, "Vakfedenin emanet ettiği mülkü, hangi şekilde kullanılmasını vasiyet etmişse o emaneti, o vasiyet doğrultusunda yaşatmak zorundayız. Mesela birçok satılmış camiden kamulaştırma işlemi yapamadıklarımız da olabilir. Onları da zorluyoruz" diye konuştu.

İZNİK AYASOFYA CAMİSİ İBADETE AÇILDI

Ertem, İznik Ayasofya Camisi'nin, 1920'li yıllarda geçirdiği yangından bugüne müze olarak kullanıldığını dile getirerek, "Biz, 2011'de restorasyonunu tamamladık, cami fonksiyonuna da dönüştürdük. Şu anda ibadet edilir vaziyette" ifadesini kullandı.

Trabzon Ayasofya Camisi'ni de 50 yıl aradan sonra camiye dönüştürdüklerini kaydeden Ertem, yurt çapındaki restorasyonlara yoğun şekilde devam ettiklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Teşekkür ederiz. Gerçekten istifade ediyoruz. Allah razi olsun.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.