Tekabül Ne Demek?

Tekabül nedir? Tekabül kelimesi ne anlama geliyor? Tekabül kelimesine örnek cümleler...

Tekabül: Karşılık olma, yerini tutma, karşı karşıya gelme anlamlarına gelmektedir.

TEKABÜL KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Günün en kıymetli kısmı, gecenin üçte ikisinden sonrasına tekabül eden seher vakitleridir. Seher vakitleri, zihnin meşgalelerden uzak olduğu, kalbin durulup saflaştığı, sessizliğin etrâfı kapladığı, fânî alâkaların zayıfladığı bir andır. Bu vakit, ilâhî rahmetin indiği ve Âlemlerin Rabbi’nin kuluna en yakın olduğu bir zamandır. Meşgalelerden uzak olması ve gönlün tam mânâsıyla Allâh’a yönelebilmesi sebebiyle seher vakitleri, düşünenler için ibret almaya en müsâit zamanlardır. Tefekkür için en münbit vakittir.

*****

Daha önce Nebîler Silsilesi serlevhasıyla telif edilip dört cilt olarak takdîm edilen kitabımız, genişletilerek yeniden yayına hazırlandı. Rasûl-i Ekrem - sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den önceki peygamberlerin hayâtı üç cilt hâlinde neşredildi. Eski baskıda dördüncü cilde tekabül eden Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hayâtı ise, yeni baskıda, biri Mekke-i Mükerreme, diğeri de Medîne-i Münevvere devrine âit olmak üzere iki müstakil cilt hâlinde hazırlandı.

*****

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- daha sonraları sâdık rüyâ hakkında; “Nübüvvetin kırk altıda biridir...” buyurmuşlardır. (Buhârî, Tâbîr, 26; Müslim, Rüyâ, 6)

Gerçekten bu altı aylık müddet, yirmi üç yıl süren peygamberliğin -zaman itibârıyla- kırk altıda birine tekabül etmektedir.

*****

Fakihlerin meşrebine göre iki yüz dirhemin, üzerinden bir yıl geçtikten sonra onun kırkta birine tekabül eden beş dirhemini vermek gerekir. Âşıkların meşrebine göre ise, derhal iki yüz dirhemin iki yüzünü de verip «yakayı kurtardım» diye bir de şükretmek gerekir.

*****

Süleymâniye’de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi ise 66 arşın yüksekliktedir. Selimiye’de kubbeyi taşıyan sekiz ayağın merkezlerinden geçen dâirenin çapı 45 arşındır. Kubbe kenarı zeminden 45, minâre alemi ise buradan itibaren 66 arşın yüksekliktedir. Ebced hesabı ile 45 “Âdem” kelimesine, 66 da “Allah” lâfzına tekabül etmektedir. Her iki câmide de kubbeye yakın minârelerde olmak üzere görünen silüetlerin mesâfeleri de 92 arşındır ki, “Muhammed” ismini ifâde etmektedir.

İslam ve İhsan

BİR MÜSLÜMAN, YABANCI YERLERDE KENDİNİ NASIL MUHAFAZA EDEBİLİR?

Bir Müslüman, Yabancı Yerlerde Kendini Nasıl Muhafaza Edebilir?

İRADECİLİK (VOLONTARİZM) NEDİR?

İradecilik (Volontarizm) Nedir?

DİNİMİZDE EV İÇİNDE KÖPEK BESLEMEK CAİZ MİDİR?

Dinimizde Ev İçinde Köpek Beslemek Caiz midir?

MÜSLÜMANLARIN İLK HİCRET ETTİKLERİ YER NERESİDİR?

Müslümanların İlk Hicret Ettikleri Yer Neresidir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.