Terör Devletinden Kudüs'te 3 Bin Yasa Dışı Konuta Onay

Terör devleti İsrail zorla gasp ettiği Kudüs Belediyesi'nin, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün güneyinde Yahudi yerleşimciler için 3 bin yeni konut inşasını onayladığı bildirildi.

İsrail basınında yer alan haberlere göre, onaylanan yeni konutların büyük bölümü Filistinlilerin özel mülkü olan 280 dönümlük araziye inşa edilecek.

Kudüs Belediye Başkan Yardımcısı Meir Turgeman, basına yaptığı açıklamada, Beytüllahim'in kuzeyindeki Gilo yerleşim birimini genişleterek, inşa edecekleri konutlarla "daha fazla genci Kudüs'e çekmeyi hedeflediklerini" söyledi.

Öte yandan, Nablus'un Calud köyü yakınlarında inşa edilecek yeni Yahudi yerleşim birimi "Amihai" için prefabrik evlerin yerleştirilmeye başlandığı aktarıldı.

DOĞU KUDÜS VE BATI ŞERİA YARIM ASIRDIR İŞGAL ALTINDA

Doğu Kudüs ve Batı Şeria 1967'den bu yana İsrail tarafından işgal altında tutuluyor. İnşa ettiği duvarla bu iki bölgeyi birbirinden ayıran İsrail, Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin Doğu Kudüs'e geçişini engelliyor.

İsrail, 2 milyona yakın Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi'ni de Hamas'ın 2006'daki seçimleri kazanmasından bu yana abluka altında tutuyor.

İsrail'in 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da 131, Doğu Kudüs'te 10, Batı Şeria'nın tepelerindeki bölgelerde ise 116 yerleşim birimi kurduğu ifade ediliyor.

Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinde yaklaşık 500 bin, Doğu Kudüs'te 220 bin yerleşimcinin ikamet ettiği, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşimcilerin sayısını kısa sürede 1 milyona çıkarmayı hedeflediği belirtiliyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarındaki tüm Yahudi yerleşim birimleri "yasa dışı" kabul ediliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.