Terör Okuma Aşkına Engel Olamadı

PKK'lı teröristlerce yakılması sonucu 12 bin kitabı kül olan Siirt İl Halk Kütüphanesine okuyucular, geçici yerinde de yoğun ilgi gösteriyor.

Terör örgütü PKK mensuplarınca yakılması nedeniyle geçici binaya taşınanSiirt İl Halk Kütüphanesinin okuyucu sayısı arttı.

Kobani bahanesiyle 6-7 Ekim 2014'te düzenlenen izinsiz gösteriler sırasında teröristlerce yapılan saldırılarda kamu binaları, banka şubeleri ve iş yerlerinin yanı sıra 53 yıldır hizmet veren Siirt İl Halk Kütüphanesi de büyük zarar gördü. Molotofkokteylli saldırı sonucu çıkan yangında 12 bin kitabı kül olan 3 katlı kütüphane, 200 metrekare büyüklükteki geçici yerinde hizmet veriyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Remzi Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saldırıda 50 yıllık arşivi ve 12 bin kitabı kül olan 900 metrekare büyüklüğündeki kütüphaneden yılda 60 bin kişinin faydalandığını söyledi. Yangında kurtarılan 48 bin kitabı taşıdıkları geçici binada vatandaşın hizmetine sunduklarını belirten Uslu, kullandıkları binanın yetersiz olmasına rağmen okuyucuların yoğun ilgi gösterdiğini ifade etti.

Uslu, Siirt'te 4 bin 200 metrekareden oluşacak modern bir kütüphane kurulması için çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

"HİÇBİR ŞEY KÜTÜPHANELERİMİZİN YAKILMASI İÇİN GEREKÇE OLAMAZ"

Kütüphaneye gelenlerden Bahar Gül, buranın kendisinin ikinci bir evi olduğunu ifade ederek, ateşe verilen kütüphanenin önünden her geçtiğinde içinde burukluk hissettiğini söyledi.

12 bin kitabın yanmasına çok üzüldüğünü dile getiren Gül, "Her ne olursa olsun, hiçbir şey kütüphanelerimizin yakılması için bir gerekçe olamaz. O kütüphaneden sadece kitap okuyanlar yararlanmıyordu. Evde çalışma ortamı olmayan öğrenciler hafta sonu veya boş vakitlerinde gidip ders çalışıyordu." diye konuştu.

"KÜTÜPHANEYE İLGİ AZALMADI"

İbrahim Karakuş da yıllardır boş vakitlerini kütüphanede kitap okuyarak değerlendirdiğini belirterek, "Kütüphane binasının yakılması hepimizin içini acıttı. 12 bin kitabın yanması bizleri üzdü ama hiçbir zaman kütüphaneye ilgimiz azalmadı. Bazen burada yer bulamadıkları için eve dönenler oluyor." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.