Tesettür Nedir, Neden Gerekli?

Hanımeli

İslam’da tesettür nedir, nasıl olmalı? Tesettür neden gerekli? Tesettür neden ve ne zaman farz kılındı? İşte tesettürle ilgili ayet ve hadisler...

İslâm’dan evvel Araplarda tesettür diye bir âdet mevcut değildi. İslâm’ın ilk yılla­rında da tabiî olarak böyle devâm etti. Ancak yukarıda içki ve kumar bahsinde arz edilen tedrîcîlik usûlünün îcâbı olan bu keyfiyetin böylece sürüp gitmeyeceği muhakkaktı. Nihâyet tesettür âyeti indi ve bu âyet ile kadının mevkii yükseltildi. Şeref ve haysiyeti korunup îtibârı arttı. Bir iffet âbidesi hâline getirildi; vakar ve izzet sâhibi bir kimlik kazandı.

TESETTÜR AYETİ

Diğer taraftan tesettürle alâkalı hüküm, sâdece kadına âit olmayıp erkeği de şümûlüne almaktadır. Yâni bu husustaki emir, kadın-erkek her mü’mine şâmildir. Allâh Teâlâ buyurur:

(Ey Resûlüm!) Mü’min erkeklere, gözlerini (harâma) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle! Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allâh, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harâma bakmaktan) korusunlar; nâmus ve iffetlerini muhâfaza etsinler. Görünen kısımları (yüz, el, ayak) müstesnâ olmak üzere zî­netlerini teşhîr etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine (kadar) örtsünler...” (en-Nûr, 30-31)

TESETTÜR NEDEN GEREKLİ?

Kadının örtünmesiyle kadınlık şahsiyeti korunmaktadır. Kadın, örtüsüyle karşısın­dakine bir zerâfet ve nezâket hissi vermektedir. Aksi hâlde kadın, nefsânî arzuları tahrîk eden bir şehvet vâsıtası hâline getirilmiş olur. Bu da onun şahsiyet ve haysiyeini alçaltır ve annelik vakarını zaafa uğratır.

KADIN NEDEN ÖRTÜNMELİ?

Burada bilhassa işâret edilmesi gereken nokta şudur ki, yaratılış itibâriyle kadın ve erkek nefisleri arasında fark vardır. Bu da, kadın ve erkeğe âit ilâhî tâyinle olan vazîfe ve buna bağlı hu­sûsiyet farkından doğmuştur. Bunun için tesettürün, kadına âit şekli ile erkeğe âit şekli değişiklik arz eder. Zîrâ kadın, erkeğe göre yaratılıştan câzibelidir. Tesettürden uzaklaşarak kendisini topluma bir nevî deşifre ettiğinde, nezâket ve zarâfeti zaafa uğrar. Annelik vasfı ve nesli koruma husûsiyeti zarar görür. Bu bakımdan onun câzibesi, tesettür emri ile yalnız efendisine tahsîs edilmiştir. Çünkü kadın ve erkek arasında neslin devâmı için birbirlerine karşı değişmez bir fıtrî te­mâyül mevcuttur ki, tesettür emrine riâyet edilmediği takdirde bu meyil, ilâhî hudutları çiğnemek gibi felâketlere dûçâr edecek kadar tehlikeli bir ahlâkî çöküntüye sebep olur. Nitekim Cenâb-ı Hakk’ın:

“Zinâya yaklaşmayınız!..” (el-İsrâ, 32) emr-i ilâhîsindeki nüktelerden biri de; “Tesettüre riâyetsizlikle zinânın yolunu açmayınız; ona imkân hazırlamayınız!” demektir. Bu, artık mutlak bir hükümdür. Dikkat edilirse, İslâm, zâhiren câzibesi olmayan bir kadına da tesettürü emretmiştir. Yâni “Bu kadın, başını, kolunu ve ayaklarını açsa da açmasa da bir şey fark etmez, zâten dikkat çekici değildir.” denilemez. Burada kadının, tesettürle kadınlık vakâ­rının korunması esastır.

İSLAM’A GÖRE GİYİM KUŞAM NASIL OLMALI?

İnsanın fıtratını dikkate alıp ona göre hükümler koyan İslâm, kadınlık ve erkekliğin îcaplarını da gözetmektedir. Bunun için Peygamber Efendimiz, kadına benzemeye çalışan erkeklerle, erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lânet etmiştir.[1] Bu tehlikeden muhâfaza için hanımlar, sâliha hanımların meclislerinde bulunmaya gayret etmelidirler. Çünkü insan, kiminle oturup kalkarsa, onun hâliyle hâllenir. Bu, bir psiko­loji kânunudur. Kadın, erkeklerle karışık bir sokak hayâtına girdiği zaman, kadınlık duy­gularını ve o güzel kadınlık husûsiyetlerini kaybeder.

Kadınlarla erkeklerin giyim kuşamda birbirlerine benzemeleri de yasaklanmıştır. Allâh Resûlü, kadın gibi giyinen erkeklerin ve erkek gibi giyinen kadınların, rahmet-i ilâhiyyeden uzak kalacaklarını bildirmiştir.[2] Zîrâ her iki tarafın da kadınlık ve erkeklik haysiyetini muhâfaza etmeleri gerekmektedir.

Ayrıca karşı cinsin giyimini taklid etmek, şahsiyet ve karakter bozukluklarına da sebep olmaktadır. Meselâ kendi cinsiyetinin gerektirdiği elbiseler yerine, -herhangi bir sebeple- karşı cinse âit giyim tarzını benimseyen insanların, tavırlarında da zamanla bu yönde bir değişim görülmektedir. Bu da fıtratın bozulması mânâsına gelir.

Dipnotlar:

[1] Bkz. Buhârî, Libâs, 61. [2] Bkz. Ebû Dâvûd, Libâs, 28/4098. 

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları