Teskin Ne Demek? Teskin Ne Anlama Gelir?
Teskin ne demek? Teskin kelimesinin anlamı nedir? Teskin kelimesine örnek cümleler...
Teskîn: Sâkinleştirme, yatıştırma, durdurma anlamlarına gelmektedir.
TESKİN KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Güzeller Güzeli Efendimiz’in kelimelerle resmini çizmeye çalışan bu tasvirler, saâdet devrine eremeyen ve hasretle yanan gönülleri bir nebze olsun teskîn ve tesellî etmektedir. Efendimiz’i anlatan değerli rivâyetleri nakleden kimseler, bize âdeta deryâdan bir katre sunmaktadırlar. Bu katredeki ummânı görmeye çalışan mü’minler, Âlemlerin Efendisi’ne olan muhabbetlerini artırarak O’nun üsve-i hasenesinden istifâde etmeye, şemâil ve ahlâkı ile mütehallî olmaya gayret göstermişlerdir.
*****
Hazret-i Ömer oturmaya yanaşmadı. Hazret-i Ebû Bekir, sözünü iki üç kere tekrarladı ve o hassas zamanda, büyük bir metânetle, halkı teskin eden şu konuşmayı yaptı:
“Allah Teâlâ, Peygamberʼine, daha aranızda iken vefât haberini vermişti. Sizlerin de (eceliniz gelince) öleceğinizi haber vermiştir. Rasûlullah (s.a.v) vefât etmiştir! Sizlerden de hiç kimse sağ kalmayacaktır. Kim Muhammed’e tapıyor ise bilsin ki, Muhammed (s.a.v) vefât etmiştir! Kim de Allâh’a ibadet ediyorsa, hiç şüphesiz Allah Hayy’dır, ölümsüzdür!
*****
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurur:
“Allah Teâlâ’nın gazabını teskin hususunda "La İlahe İllallah" sözünden daha faydalı bir şey yoktur. Bu söz, Cehennem’e girmeye sebep olan
gazabı teskin ediyorsa, başka gazapları daha çabuk teskin eder. Zira diğer gazaplar, Cehennem azâbını doğuran gazaptan çok daha hafiftir.
Nasıl teskin etmesin ki; kul bu sözü tekrarlayarak mâsivâdan yüz çevirmiş, onları reddetmiş ve kalbinin kıblesi Cenâb-ı Hak olmuştur. Zâten gazabın sebebi de, kulun müptelâ olduğu farklı farklı yönelişlerdir. Kelime-i tevhîd ile bunlar yok olduğuna göre, gazap da sükûnete erecektir…” (İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, II, 591-594, no: 37.)
*****
Kendini biraz yatıştırmak için lavaboya yöneldi; elini yüzünü yıkadı. Sonra odasına döndü. Ayakta, doğru düzgün hiçbir şey düşünemeden, bir müddet gezindi. Bir şeylerle meşgul olmalıydı. Yoksa öfkesi ve çaresizliği teskin olmayacaktı. Bir süre sonra yorgun ve bîtap bir şekilde kendisini kanepeye bıraktı. Yapacak bir şey bulamamıştı. O esnada aniden aklına bir şey geldi: Şebnem’in hediye ettiği kitap… Geçen seferki gibi yine o kitapta belki yüreğine su serpecek, kendisine yol gösterecek satırlar bulabilirdi. Hemen eline aldı. Daha önce kaldığı yerden devam edecekti. Sayfayı bulmak için içindekiler kısmına bakarken bir başka başlık dikkatini çekti: “Menfaatler Kaybolunca…”