Tevbe Eden Kimsenin Dikkat Edeceği 3 Husus
Bir günah işleyen derhal tevbe ederse, Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri çok merhametli, çok affedici olduğu için o tevbeyi kabul eder.
Yalnız tevbe eden kimse üç hususa riayet etmelidir:
- Birincisi; günah işleyenin işlediği günahından dolayı, samimi bir şekilde pişman olmasıdır.
- İkincisi; o günahı derhal terketmelidir.
- Üçüncüsü; istikbâlde o günahı bir daha işlemmemeye azimli olmalıdır.
Mü’min işlemiş olduğu günahını daima büyük görmelidir. Allah dostları en ufak zellelerini dahi, dağlar gibi cesim görmüşler, derin bir mahviyet içinde, Rabbımız zül-celal vel kemâl hazretlerine gözyaşları ve büyük bir teessür içinde istiğfar etmmişlerdir. Halbuki itikadı zayıf, imânı kemâle ermemiş kişiler ise dağlar gibi büyük büyük günahlar işlerller, hatalı sözler sarfederler, o işledikleri cesim günah ve kabahatlerini nefisleri kendilerine basit, küçük ve ehemmiyetsiz gösterir ve istiğfar etmeye dahi lüzum görmezler.
Bütün peygamberân-ı izam, ashab-ı güzîn -radıyallahu anhum- ecmaîn hazerâtı, büyük velîler, Allah dostları, işlemiş oldukları pek ufacık zellelerini dahi büyük görmüşler, nedamet üzere, Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretlerine affedilmeleri için iltica ve istiğfar etmişlerdir.
Sahâbe-i güzîn hazerâtının en güzîdesi, gözbebeği mesabesinde olan Ebû Bekri’s-Sıddîk -radıyallahu anh- hazretleri Cenâb-ı Hakk’a hitaben:
“Ya Rab! Suçlarım kumlar gibi sayılmaz. Sen bu günahkâr âsî kulunu affet” diyerek yalvarmış ve daimi olarak tevbe ve istiğfar etmişdir. Biz, âciz kullara düşen, yapmakda olduğumuz günah, isyan ve nisyanlarımıza, daimi olarak tevbe ve istiğfar etmek ve yapmış olduğumuz günahları nasıl olsa affolunuyor diyerek, ikinci defa işlemeye cür’et etmeyib, tevbemizde ihlâs üzere sebatkâr olmak olmalıdır.
Nitekim Sâdeddin Kaşgârî hazretlerinin kelâm- ı kibarlarında bu hususa işaret vardır. Bilerek işlediğimiz günah ve hatalar yanındda, göremediğimiz, idrakimizin dışında da bir çok nisyan ve hatalarımız vardır. Kul hatasız olamaz.
Rabbımız azze ve celle hazretleri gafûrdur, rahîmdir.
Kaynak: Sâdık Dânâ, Âhiret Hazırlığı, Erkam Yayınları
YORUMLAR