Tevbe Suresi 108. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tevbe Suresi 108. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 108. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Tevbe Suresi 108. Ayetinin Arapçası:
لَا تَقُمْ ف۪يهِ اَبَدًاۜ لَمَسْجِدٌ اُسِّسَ عَلَى التَّقْوٰى مِنْ اَوَّلِ يَوْمٍ اَحَقُّ اَنْ تَقُومَ ف۪يهِۜ ف۪يهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ اَنْ يَتَطَهَّرُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّر۪ينَ
Tevbe Suresi 108. Ayetinin Meali (Anlamı):
O mesidde asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temelleri üzere yapılan mescid, senin namaz kılmana daha uygundur. Orada her türlü günah ve kötülüklerden temizlenmek isteyen kimseler vardır. Allah da zâten bu ölçüde temizlenme gayretinde olanları sever.
Tevbe Suresi 108. Ayetinin Tefsiri:
“Mescid-i
dırâr” olarak tarihe geçen ve Kur’ân-ı Kerîm’in ibretle beyân ettiği bu menfûr
hâdisenin kısaca tarihi şöyledir:
Medine’de
Hazrec kabilesinden Ebu Âmir er-Râhib adında biri vardı. Cahiliyye devrinde hıristiyan
olmuş, kitap ehlinin ilmini okumuş, Hazrec kabilesi içinde büyük bir yer
sahibiydi. Resûlullah (s.a.s.) Medine’ye hicret edip müslümanlar onun etrafında
toplanınca, Allah Teâlâ da Bedir günü onları muzaffer kılınca Ebu Amir
düşmanlığını açığa vurarak İslâm’a karşı cephe aldı. Medine’den çıkıp Mekkeli
müşriklerin yanına kaçtı. Onları Peygamberimiz’e karşı savaşa teşvik etti. Uhud savaşı
sonrasında Allah Resûlü (s.a.s.)’in durumunun devamlı bir yükselme içinde
olduğunu görünce Ebu Amir, Resûlullah (s.a.s.)’e karşı yardım istemek üzere Rum
kralı Hirakl’e gitti. Kral onu yanında ağırladı, çeşitli ihsanlarda ve va‘dlerde
bulundu. Bu va‘dler üzerine Ebu Amir Medine’de Ensâr arasında nifak ve şüphe
içinde bulunan bir gruba mektup yollayarak Hirakl’in va‘dlerini bir bir saydı.
Yakın zamanda bir orduyla birlikte geleceğini haber verdi. Böylece Resûlullah (s.a.s.)
ile savaşacağını, onu yeneceğini ve onu bulunduğu durumdan döndüreceğini
bildirdi. Mektuplarını iletmek üzere göndereceği kimselerin sığınabilmesi için
bir yer yapmalarını emretti. Bu yer aynı zamanda kendisi geldiğinde de onun
için bir gözetleme yeri olacaktı. Bu haber üzerine Medine’deki münafıklar Kuba
Mescidi yakınlarında bir mescid inşa etmeye başladılar. Peygamberimiz (s.a.s.)
Tebük seferine çıkmadan önce mescidin yapımını bitirdiler. Mescidin müslümanlarca
makbul sayılmasına delil olması için Efendimiz’in gelip orada namaz kılmasını
istediler. Bu mescidi sadece içlerindeki zayıfların ve hastaların soğuk ve
yağmurlu gecelerde namaz kılmaları için yaptıklarını söylediler. Allah Teâlâ
Peygamberini orada namaz kılmaktan alıkoydu. “Şimdi biz sefere çıkmak
üzereyiz. Allah dilerse döndüğümüzde namaz kılarız” dedi. Peygamberimiz (s.a.s.)
Tebük’ten Medine’ye dönmek üzere yola çıktığında, Mescid-i Dırar’a bir günlük
veya daha az bir mesafe kalmıştı ki, Cibrîl gelerek bu mescidi bina edenlerin,
bununla, ilk günden takvâ üzerine kurulmuş olan Kuba mescidindeki mü’minler
cemaatini bölme ve küfür maksadı taşıdıklarını bildirdi. Peygamberimiz (s.a.s.)
de daha Medine’ye gelmeden birkaç kişi yollayarak Dırar Mescidi’ni yıktırdı.
(bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XI, 33-35)
Âyet-i
kerîmenin de açıkça beyân buyurduğu gibi onlar bu mescidi mü’minlere zarar
vermek, küfürlerini artırmak, kâfirlere destek olmak, mü’minlerin arasını açmak
ve daha önce Allah’a ve Peygamberine karşı savaşan kişiler lehine bir üs olarak
kullanmak üzere inşa etmişlerdi. Üstelik kötü niyetlerini gizlemek üzere, bunu
sadece iyilik düşüncesiyle yaptıklarına yemin ediyorlardı. Halbuki kesinlikle
yalan söylüyorlardı. Allah Teâlâ onların yalan söylediklerine şâhitlik etmiş,
Peygamberine orada namaz kılmayı yasaklamış ve ilk gününden takvâ üzere
kurulmuş olan Kuba Mescidi’nde, her türlü günah ve kötülüklerden arınıp
tertemiz olmayı seven mü’minlerle birlikte namaz kılmasını emretmiştir.
Gelen
âyetler “Takvâ Mescidi” ile “Dırâr Mescidi”nin mâhiyetini ve aralarında bulunan farkı şu şekilde canlı
sahneler halinde tasvir etmektedir:
Tevbe Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe Suresi 108. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...