Tevbe Suresi 56. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Tevbe Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Tevbe Suresi 56. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Tevbe Suresi 56. Ayetinin Arapçası:
وَيَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ اِنَّهُمْ لَمِنْكُمْۜ وَمَا هُمْ مِنْكُمْ وَلٰكِنَّهُمْ قَوْمٌ يَفْرَقُونَ
Tevbe Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):
Bir de kalkıp: “Biz de sizdeniz!” diye Allah adına yemin ederler. Onlar kesinlikle sizden değildir. Fakat onlar, başlarına geleceklerden ödleri patlayacak şekilde korkan bir gürûhtur.
Tevbe Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:
Kâfir
oldukları halde, mü’min olduklarına dair yemin etmek münafıkların âdet haline
getirdikleri huylarıdır. Nitekim bir başka âyet-i kerîmede yine onlar hakkında
şöyle buyrulur:
“Rasûlüm! Münafıklar sana geldikleri zaman: “Şâhitlik ederiz ki,
sen gerçekten Allah’ın Rasûlü’sün!” derler. Allah, senin kendi Rasûlü olduğunu
elbette biliyor. Bununla beraber Allah şâhitlik eder ki, münafıklar kesinlikle
yalan söylemektedir.” (Münafıkûn 63/1)
Onları
bu şekilde yalan yere yemin etmeye sevkeden sebep, iç yüzlerinin ortaya çıkıp
bundan dolayı öldürülmekten veya zarara uğramaktan, ödleri patlayacak derecede
korkmalarıdır. O kadar korkmakta idiler ki, sığınacak herhangi bir yer,
dağların taşların arasında barınabilecekleri bir mağara veya girilebilecek en
küçük bir delik bulsalardı, müslümanlardan kaçarak serkeş bir at gibi hızlıca
oraya girerlerdi. Çünkü inanç ve düşünceleri mü’minlerinkiyle uyuşmuyor, ikisi
arasında iki mıknatısın artı kutupları arasındaki şiddetli itme gibi bir itişme
ve kaynaşamama hali yaşanıyordu. Sâdi’nin Gülistan’ında yer alan papağanla
karga hikâyesi bu gerçeği basit bir dille izah etmektedir:
Papağanla
kargayı aynı kafese koymuşlardı. Papağan, karganın çirkin manzarasından
sıkılıyor, diyordu ki: “Ne çirkin surat! Ne iğrenç sima! Ne melun manzara!..
Keşke aramız doğuyla batı arası kadar açık olsaydı da şu yüzü görmeseydim.”
Asıl tuhaflık şurada ki, karga da onun arkadaşlığından memnun değil. O da “lâ
havle” çekerek inliyor, talihinin aksiliğinden şikâyet ediyor, diyordu ki: “Bu,
ne talihsizlik! Benim şerefime lâyık olan, kendim gibi bir karga ile bir bağ
duvarı üzerinde zıplaya zıplaya gezmekti. Acep günahım neydi de böyle ahmak,
kendini beğenmiş, saçma sözlü bir yabancının arkadaşlığıyla mübtelâ oldum.”
Asmaî
şöyle anlatır:
Halil
b. Ahmed’in yanına vardım. Küçük bir hasır üzerinde oturuyordu. Bana oturmamı
işaret etti. “Sana darlık veriyorum” dedim. “Bırak, birbirinden nefret eden iki
kişiye bütün dünya dar gelir. Birbirini seven iki kişiye ise bir karışlık yer
bile geniş gelir” dedi.
Münafıkların,
zekât ve sadakaların taksimi konusunda da itirazları vardı:
Tevbe Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR