Tevbe Suresinin 31. Ayeti Ne Anlatıyor?
Tevbe Suresinin 31. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İnsanın en önemli sorumluluğunu bildiren âyet; Tevbe Suresinin 31. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَۚ وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُٓوا اِلٰهًا وَاحِدًاۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Hâlbuki onlara (Hristiyan ve Yahudilere) ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilah yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır. (Tevbe, 9/31)
İNSANIN EN ÖNEMLİ SORUMLULUĞU, YALNIZCA ALLAH’A KULLUKTUR
Bilgi:
Tevhid inancı, tüm peygamberlerin insanlığa ortak çağrısıdır. Bu çağrı ilahî dinlerin temel ve vazgeçilmez esasıdır. İnsanlar her ne zaman bu temel esastan uzaklaşmaya ve batıla meyletmeye başlamışlarsa peygamberler ve ilahî vahiy aracılığıyla uyarılmışlardır. Ayette Yahudi ve Hristiyanların, tevhit çizgisinden uzaklaşarak din âlimlerine ve din adamlarına tanrı benzeri bir otorite izafe ettikleri ifade edilerek onların, bu tutumlarının sonucunda insanları rab edinmeye varan sapıklıkları eleştirilmektedir.
Mesaj:
Din adamlarımızı ve âlimlerimizi sever ve sayarız. Ancak onları kutsamayız ve onlara olağanüstü özellikler yüklemeyiz.
Kelime Dağarcığı:
Abd: Kul.
Şirk: Allah’a ortak koşmak, bir varlığı Allah’a denk saymak.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, râhiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Halbuki onlara, kendisinden başka ilâh olmayan bir tek Allah’a kulluk etmeleri emredilmişti. Allah, onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir.
Adiy b. Hatim’in başından geçen şu hâdise bu âyette bahsedilen din âlimlerini rab edinme keyfiyetini gayet anlaşılır bir şekilde izah etmektedir.
Adiy b. Hatim şöyle anlatır:
Boynumda altından bir haç bulunduğu halde Resûlullah (s.a.s.)’in huzuruna vardım. Bana:
“- Bu da ne oluyor Ey Adiy? Şu putu üzerinden at” buyurdu.
Onu, Tevbe sûresindeki: “Onlar Allah’ı bırakıp hahamlarını, râhiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler” (Tevbe 9/31) âyetini okurken dinledim. Sonra şöyle buyurdu: “Onlar bunlara ibâdet etmiyorlardı. Fakat kendilerine bir şeyi helâl kıldıkları vakit onu helâl belliyorlar ve bir şeyi haram kıldıkları vakit de onu haram belliyorlardı.” (Tirmizî, Tefsir 9/10)
Buna göre, herhangi birini Rab edinmek için ona “rab” adını verip vermemek şart değildir. Allah’ın emrine uygun olup olmadığını hesaba katmadan o kişinin emrine uymak ve özellikle de dinin hükümlerine ait olan hususlarda o kişiyi kanun koymaya yetkili zannedip, ne söylerse, ne emrederse doğru kabul etmek, ona uyduğu zaman Allah’ın emrine ters düşeceğini hesaba katmadan hareket etmek, onun emirlerini taparcasına yerine getirmek onu rab edinmek ve ona tapmak demektir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com