Tevbe Suresinin 51. Ayeti Ne Anlatıyor?
Tevbe Suresinin 51. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Allah’ın ne yazdıysa onun olacağını bildiren âyet; Tevbe Suresinin 51. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
قُلْ لَنْ يُص۪يبَنَٓا اِلَّا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَنَاۚ هُوَ مَوْلٰينَاۚ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
De ki: “Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o gelir, O bizim mevlamızdır.” Müminler yalnız Allah’a güvenip dayansınlar. (Tevbe, 9/51)
ALLAH, HAKKIMIZDA NEYİ TAKDİR ETMİŞSE ANCAK O OLUR
Bilgi:
Bir önceki ayette münafıkların, Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve Müslümanların başına gelen olumsuzluklardan büyük sevinç duyduklarına değinilmişti. Bu ayette ise Müslümanlardan, ilahî takdir ve Allah’a tevekkül konusundaki inançlarının ne olduğunu muhataplarına açıklamaları istenmektedir. Bir sonraki ayette de Müslümanların savaşta başlarına gelecek tüm durumların, münafıkların düşündüğü gibi değil, aksine her hâlükârda güzellikle neticeleneceği; bunun da ya Allah yolunda şehadet ya da zafer olacağı bildirilmektedir.
Mesaj:
- Başımıza gelecek olan her şey Allah’ın izni ve iradesiyledir.
- Her türlü sıkıntı ve zorluk karşısında yalnızca Allah’a dayanır ve güveniriz.
Kelime Dağarcığı:
Mevlâ: Dost ve yardımcı.
Tevekkül: Elinden geleni yaptıktan sonra Allah’a güvenip dayanmak.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Sana bir iyilik gelse, bu onları üzer. Fakat sana bir musîbet dokunsa: “İyi ki biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevine sevine dönüp giderler.
- De ki: “Allah bizim için ne yazdıysa, başımıza gelecek ancak odur. O bizim Mevlâmız’dır. Mü’minler, yalnızca Allah’a güvenip dayansınlar.”
Münafıkların temel karakter özelliklerinden biri şudur: Müslümanlara bir iyilik, güzellik, refah, saadet, başarı veya zafer geldiği zaman buna çok üzülürler. Onlara bir musibet, ölüm, sıkıntı, darlık, hastalık dokunduğu zaman da çok sevinirler. “İyi ki biz önceden tedbirimizi alıp, kendimizi zarardan korumuşuz” diye keyiflenirler. Bu ise imanın değil küfrün, dostluğun değil düşmanlığın açık bir alâmetidir. Müslümanlar ise hayır veya şer başlarına gelen her şeyin Allah’ın takdiriyle geldiğine inanırlar; iyiliklere şükreder, sıkıntılara sabreder ve vazifelerini yerine getirmeye çalışıp her durumda yalnız Allah’a güvenip dayanırlar.
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Kul hayrıyla ve şerriyle kadere inanmadıkça hatta başına gelecek bir musibetin asla şaşırmayacağını, başına gelmeyecek bir musibetin de asla gelmeyeceğini bilmedikçe imanın hakikatine ulaşamaz.” (Tirmizî, Kader 10)
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR