Tevbe Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

Tevbe Suresinin 88. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Gerçek kurtuluşa erenleri bildiren âyet; Tevbe suresinin 88. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

لٰكِنِ الرَّسُولُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ جَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُۘ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Fakat peygamber ve beraberindeki müminler mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İyi ve güzel şeylerin her türlüsü onların olacaktır, gerçek kurtuluşa erenler de onlardır. (Tevbe, 9/88)

GERÇEK KURTULUŞA ERENLER

Bilgi:

Önceki ayetlerde münafıkların, dünyevî rahatlığa düşkünlüklerinden, dinin emrettiği bedenî ve malî fedakârlıklara hem ilgisiz hem de karşı duruşlarından ve bu sebeple de ahirette uğrayacakları şiddetli azaptan haber verilmişti. Burada ise Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve onunla birlikte hareket eden müminlerin, Allah’ın rızası uğrunda hem mallarıyla hem de canlarıyla mücadele etmelerinden bahsedilmektedir. Onlar, bu fedakârlıkları karşılığında büyük mükâfatlara nail olacaklardır.

Mesaj:

Allah’ın rızasını ve ahirette gerçek kurtuluşu ancak bu dünyadayken yapacağımız fedakârlıklarla elde edebiliriz.

Kelime Dağarcığı:

Emvâl: Mallar.

Enfüs: Canlar.

Hayrât: Hayırlar, iyi ve güzel olan şeyler.

Müflihûn: Kurtuluşa erenler.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Fakat Peygamber ve beraberindeki mü’minler mallarıyla canlarıyla cihâd ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır ve onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
  2. Allah, onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. En büyük kurtuluş ve başarı işte budur.

Önceki âyetlerde cihad emri karşısında sergilenen münafıkça tutum ve davranışlardan bahsedildi. Burada ise, çağlar boyu gelecek insanlara örnek olması bakımından Peygamberimiz’in ve beraberindeki mü’minlerin takdire şâyan güzel hallerine temas edilmektedir. Onlar, bütün ihlas ve samimiyetleriyle, canlarıyla ve mallarıyla Allah yolunda cihad ettiler. Böylece bütün hayırlara, ebedî kurtuluşa ve her türlü cennet nimetlerine nâil oldular.

Sefere katılmamak için ileri sürülen mazeretlere gelince, bunların bir kısmı düpedüz yalandı.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

KURTULUŞA EREN MÜMİNLER

Kurtuluşa Eren Müminler

FELAHA KURTULUŞA ERMENİN 3 ŞARTI İLE İLGİLİ HADİS

Felaha Kurtuluşa Ermenin 3 Şartı İle İlgili Hadis

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.