Tevbe ve İstiğfarı Neden Dilimizden Düşürmemeliyiz?
İnsanın tevbe ve istiğfârı neden dilinden düşürmemesi gerektiği tavsiye ediliyor?
Hatâ işlemekten sâlim olmayan insanoğlunun, tevbe ve istiğfârı hiçbir zaman dilinden düşürmemesi, niyetini de amel-i sâlihlerle tescil ve takviye etmesi zarûrîdir. İstiğfarlar ve amel-i sâlihler, Allâh’a kul olmanın bir îcâbıdır. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Ey insanlar! Allâh’ın vaadi gerçektir, sakın dünyâ hayâtı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allâh hakkında sizi kandırmasın!” (Fâtır, 5)
Nefs ve şeytana uyarak tevbeyi ömrün sonlarına bırakmak, âkıbeti hüsrân olan en büyük bir aldanıştır. O hâlde tevbe ve istiğfarda acele etmek, samîmî olmak ve amel-i sâlihlerle istikâmetlenmek îcâb eder. Bu hâl, kulu belâ ve musîbetlerden muhâfaza ettiği gibi, ilâhî lûtuf ve nîmetlere de nâil kılar.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları