Tevekkül Hiçbir Şey Yapmadan Allah'a Sığınmak mıdır?

Tevekkül ne demek? Tevekkül nasıl olmalıdır? Tevekkül hiçbir şey yapmadan Allah'a sığınmak mıdır? Dr. Adem Ergül anlatıyor...

Tevekkül sözlükte “güvenmek, dayanmak, işi başkasına havale etmek” anlamlarına gelir. Terim olarak ise “hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve işin sonrasını Allah’ın takdirine bırakmak” demektir. Meselâ bir çiftçi önce zamanında tarlasını sürüp ekine hazırlayacak, tohumunu atacak, sulayacak; mahsulünü zararlı bitkilerden arındırıp ilâcını atacak, gerekirse gübresini de verecek, ondan sonra iyi ürün vermesi için Allah’a güvenip sonucu O’ndan bekleyecektir. Bunların hiç birisini yapmadan “kader ne ise o olur” tarzında bir anlayış tembellikten başka bir şey değildir ve İslâm’ın tevekkül anlayışıyla bağdaşmaz.

İSLAM’IN TEVEKKÜL ANLAYIŞI

Tevekkül, Müslümanların kader inancının bir sonucudur. Tevekkül eden bir kimse Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuş, kaderine razı bir kimsedir. Fakat kadere inanmak da tevekkül etmek de tembellik ve gevşeklik olmadığı gibi, çalışmaya ve ilerlemeye de mani değildir. Çünkü her Müslüman olayların ilahi düzenin ve kanunların çerçevesinde sebep sonuç ilişkisi içerisinde olup bittiğinin bilincindedir. Yani tohum ekilmeden ürün elde edilmez, ilaç kullanmadan şifa bulunmaz, salih ameller işlenmedikçe de cennete girilmez. Ancak şu da bir gerçektir ki, her ekilen tohumun ürün vereceği, yine kullanılan her ilacın tedavi edeceği de kesin değildir, tüm bunlar Allah’ın iznine ve takdirine bağlıdır.

TEVEKKÜL NEDİR?

Öyleyse tevekkül, bizi hayra götürecek sebeplere sarılıp çalışmak, Allah’ın bizim yardımcımız olduğunu unutmamak ve işin sonucunu Allah’a bırakmak ve nihayetinde meydana gelen kazaya da rıza göstermektir. (Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları)

İslam ve İhsan

TEVEKKÜL NE DEMEK?

Tevekkül Ne Demek?

TEVEKKÜL ETMESİNİ BİLENLER

Tevekkül Etmesini Bilenler

ALLAH'A NASIL TEVEKKÜL EDİLİR?

Allah'a Nasıl Tevekkül Edilir?

TEVEKKÜL ÖRNEKLERİ

Tevekkül Örnekleri

TEVEKKÜL İLE İLGİLİ AYETLER

Tevekkül İle İlgili Ayetler

TEVEKKÜL İLE İLGİLİ HADİSLER

Tevekkül ile İlgili Hadisler

PEYGAMBERİMİZİN OKUDUĞU TEVEKKÜL DUASI

Peygamberimizin Okuduğu Tevekkül Duası

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.