Tevessül, İstigâse İle İstiânenin Dindeki Yeri Nedir?

Tevessül, istigâse ile istiânenin dindeki yeri nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Tevessül, Allah’a yönelme, yakarma ve yakınlaşma için vesîle ve vâsıta aramak demektir. Tevessül, yöneliş ve yakarış kapılarından biridir. Kur’an’daki vesîle âyeti buna işâret etmektedir. “Ey îmân edenler! Allah’tan hakkıyla sakının ve O’na yakınlaşmaya vesîle arayın.”[1]

İstigâse, gerçek mânâda yardım etmeye mâlik olan Allah’tan yardım ve destek istemek demektir. Allah’ın yardım husûsunda güç ve kuvvetinden kudret verdiği nebîler ile velîlerden yardım ve destek istemek de bu mânâya kullanılmaktadır.

İstiâne ise istigâse ile aynı anlamda olup yardım etmeye güç yetiren Allah’a ilticâ etmektir. Allah’ın lütuf ve keremiyle ihsânda bulunduğu nebîler ve velîlerinden yardım ve destek de bu kapsamdadır.

Tevessül, istigâse ve istiâne aslında aynı anlamda kullanılır. Yardım ve desteğin gerçek sâhibi Allah Teâlâ’dır. Allah’a duâ ve ilticâda sâlih amellerin, namaz ve oruç gibi ibâdetlerin tevessül aracı olarak kullanılmasının cevâzında ihtilâf yoktur. Nitekim mağara hadîsi sâlih amelle tevessülün câiz oluşuna delîldir.[2]

Dipnotlar:

[1].       el-Mâide, 5/35.

[2].       Bkz. Buhârî, İcar, 12; Müslim, Deavât, 101.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PEYGAMBERİMİZİN ÖLÜMÜ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER NELERDİR? HANGİSİ KUR’AN’A DAHA UYGUNDUR?

Peygamberimizin Ölümü İle İlgili Görüşler Nelerdir? Hangisi Kur’an’a Daha Uygundur?

TEVESSÜL NEDİR? TEVESSÜL NASIL EDİLİR?

Tevessül Nedir? Tevessül Nasıl Edilir?

TEVESSÜL NEDİR?

Tevessül Nedir?

TEVESSÜL ŞİRK Mİ?

Tevessül Şirk mi?

TEVESSÜL NEDİR? TEVESSÜL NASIL EDİLİR?

Tevessül Nedir? Tevessül Nasıl Edilir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.