Tevfik Ne Demek? Tevfik Ne Anlama Gelir?

Tevfik ne demek? Tevfik kelimesinin anlamı nedir? Tevfik kelimesine örnek cümleler...

Tev­fîk: Al­lâh’ın yar­dı­mı, ba­şa­rı­ya ulaş­tır­ma­sı. Ku­lun iş­le­di­ği amel­le­rin Al­lâh’ın rı­zâ­sı­na uy­gun ol­ma­sı anlamlarına gelmektedir.

TEVFİK KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Duâda Allâh’ın sevdiklerini vesîle kılarken onların şahsından değil; yalnız Allah Teâlâ’dan istemek îcâb eder. Zira fâil-i mutlak, yalnızca Cenâb-ı Hak’tır. Her şey, ancak ve ancak Allâh’ın dilemesiyle olur. Bunun içindir ki; “Tevfîk, Allahʼtandır.” denilmiştir. Yani bütün muvaffakıyetleri bahşeden; Allah Teâlâʼdır. Sâlih zâtların “himmet” leri ise duâlarıdır. Onlar da maddî ve mânevî müşküllerin halledilmesini, Allah Teâlâʼdan niyâz ederler.

*****

Nûr Hemşire’nin gözlerinin içi güldü:

“–İnşâallah. Şebnem, çok güzel bir niyet bu... Gayret bizden, tevfik Allah’tan. Dilerim, muvaffak oluruz.”

*****

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri buyurur:

“Halk, bizim yolumuzda riyâzet olmadığını söyler. Hâlbuki Allâhʼın gayrısından ilişiğini kesip, huzûr-maallâhʼa bağlılığını (yani Allah ile beraberlik ve her an Oʼnun huzurunda olunduğu şuurunu) muhafaza etmekten daha büyük riyâzet mi olur?

Bütün zâhirî ve bâtınî hâllerini Sünnet’e tâbî kılıp, nefsine dâimâ muhâlefet üzere ol! Nefse muhâlefet, her ne kadar az bir amel ise de, sâlik onu büyük bilmelidir. Sâlik, nefse muhâlefete kâdir ise, onu da Allâh ʼın tevfik ve inâyetinden bilip şükretmelidir.”

*****

Akıl, iffetsiz; fazîlet, ilimsiz; kurtuluş, korkusuz; sultan, adâletsiz; asâlet ve şeref, edepsiz; ferah, emniyetsiz; zenginlik, sehâvetsiz; fakirlik, kanaatsiz; yücelik, tevâzûsuz; cihâd, tevfiksiz iyileşip düzelmez.”

*****

“Amel-i sâlih gibi ticâret, sevap gibi kazanç, Allâh’ın tevfîki gibi fayda, tevâzû gibi asâlet, ilim gibi şeref, şüphelilerden uzak durmak gibi verâ, güzel ahlâk gibi Allâh’a yakınlık, farzları edâ gibi ibâdet, tedbir gibi akıl, birlik ve beraberlik gibi insanı kendini beğenmekten uzak tutan başka bir haslet yoktur.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.