Ticarette Kul Hakkı
İslâm ahlâkının ticârî hayattaki “kul hakkı” hassâsiyeti…
TİCARET AMAÇLI DÜKKANLARIN ZEKATI NASIL VERİLİR?
Bir kadıncağız, ticâretle meşgul olan İmâm-ı Âzam Hazretlerine satmak için ipekli bir elbise getirmişti. İmâm-ı Âzam elbisenin fiyatını sordu. Kadın:
“–Yüz dirhemdir, yâ İmâm!” dedi. Ebû Hanîfe buna îtiraz etti:
“–Hayır, bu daha fazla eder.” buyurdu.
Kadın şaşırdı. Yüz dirhem daha artırdı. İmâm-ı Âzam yine kabul etmedi. Kadın yüz dirhem daha artırdı, sonra yüz dirhem daha... İmâm-ı Âzam:
“–Hayır, bu dörtyüz dirhemden de fazla eder.” deyince kadıncağız hayretle:
“–Yâ İmâm! Siz bana şaka mı yapıyorsunuz?” demekten kendini alamadı.
Bunun üzerine İmâm, kadına malın hakîkî fiyatını göstermek için işten anlayan birini çağırttı. Gelen kişi, elbiseliğin fiyatını beş yüz dirhem olarak belirledi ve İmâm-ı Âzam onu bu fiyattan satın aldı.[1]
İşte İslâm ahlâkının ticârî hayattaki “kul hakkı” hassâsiyeti… Demek ki hak-hukuk düşünmeden; “Müşteriden ne koparabilirsem kârdır.” zihniyetiyle yapılan ticâretin kişiye ne kazandıracağını iyi düşünmek îcâb eder!..
[1] İbn-i Hacer Heytemî, Hayrâtu’l-Hisân, s. 44; Muhammed Ebû Zehrâ, Ebû Hanîfe, trc. Osman Keskioğlu, Konya 1973, s. 34.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları
KUL HAKKI İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
https://www.islamveihsan.com/kul-hakki-ile-ilgili-ayet-ve-hadisler.html