Tiroid Nedir?
Tiroid nedir? Tiroid hastalığı nedir? Tiroid belirtileri nelerdir? Tiroid bezi toplamı 25 gramlık bir organdır. Boynunuzda, ortada ince bir bağlantı olan iki adet 5 santimlik kitleden oluşur. Peki, nasıl oluyor da 25 gramlık organ 80 kg’lık adamı idare eder?
- Bir arkadaşın geçen hafta çocuğu oldu, sağlık ocağından aramışlar, topuk kanı tahlilinde tiroid sonucu bozuk çıkmış. Eğer 10 gün içinde tedavi başlanmazsa zekâ geriliği bile yapıyormuş.
- Bizim kızın saçları dökülüyordu doktora götürdük, tiroid hormonu tahlili istedi.
- Akrabamızın çocuğu olmuyordu, tiroid bezi iyi çalışmıyor dediler, ilaç kullandı şimdi oğlu oldu.
- Sürekli uyku halinden şikâyet edenler, tuvalette sıkıntı yaşayanlar, kullandığı üç beş ilaca rağmen tansiyonu düşmeyenler…
Yukarıdaki cümlelerden birini mutlaka duymuşsunuzdur. Bahsedilen problemlerin toplumda görülme sıklığını alt alta yazınca her evden bir tiroid hastası çıkmasa da tiroid hastalığından şüphe edilmiş birkaç kişi mutlaka çıkar.
Zekâ geriliği ve çocuk sahibi olamamaktan tutun boy kısalığına, saç dökülmesine kadar her organı bu kadar ciddi etkileyebilen tiroid bezi kesinlikle yakından tanınmayı, hatırı gözetilmeyi hak ediyor.
En başta şunu söyleyelim; adı genellikle herkes tarafından bilinen “guatr hastalığı” tiroid bezinin büyümesine verilen isimdir. Tiroidiniz bir sebepten büyümüş, gözle görülür ya da hekimin eline gelir hale gelmişse bu görüntüye guatr diyoruz.
Tiroid bezi toplamı 25 gramlık bir organdır. Boynunuzda, ortada ince bir bağlantı olan iki adet 5 santimlik kitleden oluşur. Peki, nasıl oluyor da 25 gramlık organ 80 kg’lık adamı idare eder?
O da bir şey mi? Tiroidin patronu (daha meşhur sıfatıyla vücudun orkestra şefi) hipofiz bezi sadece 0,5 gram ağırlığında, en büyük çapı ölçüldüğünde bir cm bile değildir. Tırnak kadar yani..
TİROİDİN ANA İŞLEVİ NEDİR?
Tiroid bezinin ana işlevi salgıladığı T3 ve T4 hormonlarıyla metabolizmayı düzenlemektir. Kaba ve eksik bir tabirle “vücudun vitesidir.” 3. viteste 100 km/saate çıkarsanız motordan çok ses gelip, bir müddet sonra hararet yapması gibi tiroid de çok çalıştığında da terleme, çarpıntı başlar, sıkıntı düzeltilmezse hastamız tansiyonu yirmilere çıkmış, kalbim yerinden çıkacak diyerek acile başvurur.
“İnsan denilen muamma” nın fiziksel sırlarından küçük birkaç parçası anlaşılabilmişse bunda en önemli pay “feed back” (geri bildirim ) sistemleridir. Piyasadaki arz – talep meselesi gibi anlaşılabilir bu durum. Bir maddenin miktarı, olması gerekenden daha alt düzeye inmişse, en uç organdan başlayarak yukarıya doğru “üretimi artır” sinyali gider. Hayranlık uyandıran esas kısım budur. Vücutta deveran eden kanda Tiroksin (T4) hormonu 100 ml’de 2 nanogram kadar bulunur (nanogram, gramın milyarda biridir.) Dolayısıyla 6 litre kanımız varsa yaklaşık bir gramın on milyonda biri kadar T4 hormonu bizi idare etmektedir.
Bahsettiğimiz “yok kadar az” T4 te anlatamayacağım kadar minicik bir azalmayı fark eden sensörler/alıcılar yukarıya mesaj yollar: “Bu kadar iş, bu T4 ile olmaz, üretimi artırın.” Mesaj beynin tam ortasındaki hipofize kadar gider. Binanın bir kısmı yandığında çıkan dumanı, ancak üzerine gelirse fark edip, bütün şehri ayağa kaldıracak kadar gürültü çıkaran alarm sistemini bulmakla övünen insan neslinin bu uyarı sistemini daha çok tefekkür etmesi lâzım.
Orkestra şefi TSH (tiroid uyarıcı hormonu) üretimini artırarak tiroid bezine ek mesai yapma talimatı verir ve artan T4 ile ihtiyaç giderilir. Sistem bu kadarla kalmaz, çünkü hipofizin de bir üstü vardır: Hipotalamus. O da TRH adında bir hormon üzerinden hipofizin, tiroidi yönetme fonksiyonunu idare eder. Ama üretim için olmazsa olmaz şartlar vardır: hammadde olacak, ekipman ve teknisyenler olacak ki mamul madde ortaya çıksın.
TİROİD HORMONUNUN HAMMADDESİ NEDİR?
Tiroid hormonunun hammaddesi iyottur. Maalesef memleketimizde toprakta ve suda yeterince iyot bulunmamaktadır. Mesela Kastamonu’da niye her evde bir guatr hastası var sorusunun cevabı da buradadır. Bu sebeple (eğer tiroidiniz çok çalışmıyorsa) gıdalarla ilave iyot almak şarttır. En kolay yolu yemeklik tuzlara iyot ilavesi olarak bilinir. Bazı ülkelerde içme suyuna ve ekmeğe de iyot katılır. Son yıllarda meşhur olan tuzları kullanacaksanız mutlaka içindekileri okumalısınız. İyot içeriği yetersiz tuzla beslenen anneden doğan bebekte zekâ geriliği görülmesi -maalesef - şaşırtıcı değildir. Hepsi 100 puan olan IQ’nuz sürekli iyotsuz kaldığında 12 puan aşağı düşebiliyor.
Tuz demişken; Dünya Sağlık Örgütü, kalp hastalıklarını önlemek için günde 5 gram’dan daha az (yaklaşık bir çay kaşığı) tuz alımını öneriyor. Ancak günlük pratikte ülkemizde ortalama tüketim 10-14 gr civarında. O halde az ama iyotlu rafine tuz tüketmek gerekiyor ki “tüketirken tükenmeyelim.”
Yukarıda bahsettiğimiz kontrol sisteminin bir örneği de tiroid hücreleri için oluşturulmuştur. Bahsettiğimiz olmazsa olmaz madde iyotta her şey gibi “bir kısmı karar fazlası zarar” kuralına tâbidir. Dışarıdan alınan (gıda ve bazı ilaçlarla) iyot belli bir miktarı aştığında “wolff – chaikoff bloğu” devreye girer ve iyot alımı belli bir süre durdurularak tiroid bezi korunmuş olur. Mekanizma o kadar hassas ayarlanmıştır ki, yenidoğan bebeğin göbek bağına iyot içeren solüsyon kullanılması halinde ciltten emilen zerre miktarda iyot bahsettiğimiz etkiyi ortaya çıkarıp tiroid bezini durdurabilir. Dolayısıyla bir sebepten dolayı tiroid beziniz az ya da çok çalışıyorsa etkilenmeyecek organ olmadığına göre görülebilecek şikâyetler saymakla bitmez deyip geçelim.
Bunlardan en ilginç olanları psikiyatriyi ilgilendirenleri sanırım. Tamamen normal bir kardeşimiz, bir müddettir yerinden kalkmak istemiyor; kedi gibi sobanın arkasında yatıyor, kafası zehir gibi çalışırdı şimdi boş boş bakıyor, adeta depresyonda. Siz neler düşünüp doktora gidiyorsunuz, basit bir tahlil ardından günde bir defa kullanılacak bir ilaç ile karşınızda normale dönmüş insan çıkıveriyor tekrar.
Bir çırpıda çözemeyip, üzerinde düşünmek zorunda kaldığımız her hastada, hekim olarak (aile sağlığı merkezindeki pratisyen hekim arkadaşımızdan, milyonda bir görülen hastalıklarla uğraşan en kıdemli hocamıza kadar) bizim aklımıza hemen tiroid gelir diyelim de siz de sağlıklı aldığınız her nefeste “tiroidimizi yaratan Rabbimize” hamd etmeyi unutmayın.
Kalın sağlıcakla…
Kaynak: Fırat Erdoğan, Altınoluk Dergisi 2020 - Şubat, Sayı:408