Tok, Açın Halinden Anlar mı?

HAYATIMIZ

Açlığı bilmeyen yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Onların çektiği ıztırabı yüreğinde duyabilir mi? Bu noktada oruç insanlara neler kazandırır?

Hayatında açlık nedir bilmeyen varlıklı bir insan, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayabilir mi? Onların çektiği ıztırabı yüreğinde duyabilir mi? Elbette ki gereği gibi duyamaz. Fakat bu insan, oruç tutarsa, açlığın ne olduğunu bizzat tatmış olur.

Böylece, yokluk içinde kıvranan fakirlerin sıkıntılarını içinde duyarak, şefkat ve merhamet duyguları gelişir. Bunun sonucu olarak da fakirlere yardım elini uzatarak sıkıntılarını giderir, toplumun huzur ve mutluluğuna katkıda bulunur.

ORUCUN BİZE VERDİĞİ DERS

İşte orucun bize verdiği sosyal adalet dersi...

Bizim için en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), insanların en cömerdi idi. O, açları doyurur, kendisi aç kalırdı. Ramazan ayında cömertliği doruk noktasına ulaşır, elinde ne varsa yoksullara dağıtırdı.

Peygamberimizin (s.a.v.) eşi Hz. Âişe (r.a.) diyor ki: “Allah’ın Resulü üç gün peş peşe karnını doyurmamıştır. İsteseydi doyururdu. Lâkin yoksulları doyurup, kendisi aç kalmayı tercih ederdi.”

Hz. Âişe (r.a.), Peygamberimizin (s.a.v.) vefatından sonra ne zaman bir yemek yese ağlamaya başlardı. Bir defasında niçin ağladığı kendisine sorulunca şu cevabı vermiştir: “Hz. Muhammed (s.a.v.) sağlığında doyasıya bir günde iki defa yemek yiyemedi. Onu hatırladığım için ağlıyorum.” (Tirmizî, “Zühd”, 38.)

Hz. Ömer’in (r.a.) halifeliği zamanında dokuz ay süren bir kıtlık olmuştu. Ömer (r.a.), “İhtiyaç sahipleri bize gelsin” diye halka duyuru yapmış, kendisi de Müslümanlar bolluğa kavuşuncaya kadar ekmekle beraber zeytinyağından başka katık yemeyeceğine yemin etmişti.

Halkın sıkıntılarını yüreğinde hisseden ve onlardan farksız olarak yaşayan bu büyük insan, elbisesi yıkandığı ve başka elbisesi olmadığı için bir gün cumaya geç gitmiş ve bu yüzden cemaatten özür dilemiştir. (Şa’rânî, et-Tabakâtü’l-kübrâ, I, 24.)

TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZ

Vaktiyle Mısır’da yıllarca süren bir kıtlık olmuştu. O sırada devletin hazinesi Hz. Yusuf’un (a.s.) elinde idi. Halk açtı. Hz. Yusuf (a.s.) da bütün imkânlara sahip olduğu hâlde karnını doyurmuyordu.

Neden böyle yaptığı kendisine sorulunca, içinde yaşadığı toplumun acılarını yüreğinde duyan bir sorumluluk anlayışı ile şu cevabı vermiştir:

“Eğer ben tok olursam, açların hâlini anlayamam, yoksulları gereği gibi düşünemem.” (Aliyyü’l-Kârî, Mirkâtü’l-mefâtih, II, 492.)

Oruçla toplumda kalpten kalbe yol açılır. Birinden şefkat ve merhamet, diğerinden sevgi ve saygı.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet