Toprağın Mânevî Özellikleri

Hizmet

Toprağın mânevî özellikleri nelerdir? İnsan ne ile yaratıldı ve yine nereye dönecek? Toprak gibi olmak deyimi bizlere neyi çağrıştırıyor? İnsan ve toprak...

Cenâb-ı Hak buyurur:

“Sizi ondan (topraktan) yarattık; yine sizi ona döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız.” (Tâhâ, 55)

Rabbimiz, bizi, fizikî varlığımızın mayası olan toprağı tefekkür etmeye ve onun güzel husûsiyetlerini idrâk edip yaşamaya davet eder.

NEDİR TOPRAĞIN GÜZEL HUSÛSİYETLERİ?

Toprak hizmet ehlidir… Toprak, mahviyetkâr bir şekilde hizmet eder. Hem de Cenâb-ı Hak onu, mükemmel bir hizmete vesile kılmıştır. Bütün mahlûkāta ayrı ayrı sofralar açar.

Toprak, bir ilâhî esrardır ki, gözüken ve gözükmeyen her şeyin sırrî tarafında o vardır. Bütün muhteşem manzaralar, renk renk çiçekler, envâ-i çeşit meyveler, sayısız mahlûkat ve bütün mahlûkāta açılan sofralar ve bu vücutlar hep toprak terkibinden lutfedilen nimetlerdir. Âdetâ toprak, sahip olduğu bütün hârika tecellîlerinin tahtında müstetir olan «هُوَ»yi yani o azamet-i ilâhiyyeyi sergileyen ne güzel sessiz ve sırrî bir lisandır. Şi‘r-i ilâhîdir.

Toprak cömerttir… Toprak bağrındaki ve üzerindeki bütün mahlûkāta bir anne gibi bakar. Bin bir çeşit gıda ikrâm eder. Koyunun eti ve sütü de, arının balı da, tavuğun yumurtası da ve emsalleri de netice itibarıyla toprağın mahsûlâtındandır. Âyet-i kerîmede;

“Eğer Allâh’ın nimetlerini saymaya kalkışacak olursanız sayamazsınız.” (İbrâhîm, 34; en-Nahl, 18) buyurulur.

Sırf toprak vesilesiyle bizleri perverde eylediği nimetleri bile sayabilmemiz mümkün değildir.

Toprak mütevâzıdır… Toprak saydığımız bütün o nimetlere vesile olmasına rağmen ayaklar altında çiğnenir. Sessiz sedasızdır. Başa kakacak bir lisânı yoktur. Üstelik kara ve kirli görülür.

Toprak yaratılış gayesinden râzıdır… Bütün mahlûkat cürufâtını toprağa atar. Toprak onları sessizce temizler ve yine tertemiz ikramlarda bulunur.

Toprak zariftir ve olgundur. Âdetâ kötülüğe karşı iyilikle mukabelede bulunur. Gübre atana gül verir. Tükürene, pınarlarla mukabelede bulunur. Kendisini ayakları altında ezenleri, başının üstünde taşır. Ölen mahlûkātın naaşlarını mukaddes bir emânet gibi bağrına basıp haşre kadar sır bir şekilde eritmek de toprağın vazifesidir. Bütün vazifelerini yüksünmeden yapar. Bütün mahlûkātın cürûfunu da kendi bünyesinde yok eder, o gübreleri enerjiye döndürerek çeşit çeşit nice leziz gıdalar ikrâm eder. Yani o, her şeyiyle kendi hâlinden ve vazifesinden râzıdır.

Toprak o kadar temizdir ki; suyun bulunmadığı yerde adına teyemmüm dediğimiz abdest, toprakla alınır.

TOPRAK GİBİ OL!

Bu hakikatlerden dolayı, Hazret-i Mevlânâ buyurur:

“Toprak gibi mütevâzı ol…”

Yani;

“Toprak gibi diğergâm ol…”

“Toprak gibi münbit ol…”

“Toprak ol da senden hayat fışkırsın!”

Bu tevâzû ve hizmet mânâsının yanı sıra;

Toprak fânîliği anlatır.

Üzerine bastığımız toprağın binlerce yıldır aynı toprak olduğunu hatırlarsak, bizden evvel gelip geçen milyonlarca insanın âdetâ üst üste çakışmış gölgelerinin üzerinde yürüdüğümüzü idrâk ederiz. Aynı zamanda gelecek nesillerin maddî ten elbiseleri de aynı topraktan husûle gelecektir. Bu muazzam bir akıştır.

İnsan geldiği menzili ve gideceği menzili onda görebilir.

Toprak, haşre îmânımızı kuvvetlendirir…

Toprakta, imtihan âlemine gelen ve giden insan kafileleri için âdetâ bir devre mülk tanzimi vardır. Kaderin muazzam âhengi!..

Öyle ki; dünya var olduğundan beri değişmeyen toprak bir tarafa konulsa, onunla bugüne kadar hayat bulmuş, nebâtat, hayvanat ve insanlık diğer tarafa konulsa, bu hammaddeden bu kadar çok ve kat kat fazla mâmûlâtın nasıl husûle geldiğine nazar edenler hayret ederler!.. Bu ilâhî kudreti tefekkür eden insan, haşrin de Cenâb-ı Hak için ne kadar kolay olduğunu idrâk eder.

Bir mütefekkir ne güzel buyurur:

Bu cihan, âkıller için seyr-i bedâyî (ilâhî sanat tecellîlerini temâşâ ve hikmetlerle rûhânîleşme); ahmaklar içinse, diğer mahlûkat gibi yemekle şehvet!

Velhâsıl, toprak; tefekkür nazarıyla bakıldığında ilâhî azamet ve kudret akışlarını temâşâ edeceğimiz bir ilâhî sanat hârikasıdır. Onun güzel husûsiyetleri olan tevâzû, mahviyet, hizmet ve rızâ vasıfları da insanoğluna ne güzel ibrettir!..

Rabbimiz; toprak terkibiyle yarattığı bizleri en güzel sûrette halk ettiği gibi, ahlâkımızı da güzelleştirsin. Bizleri hizmet ehli, mütevâzı, mahviyetkâr kullarından eylesin.

Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, 138. Sayı Ağustos 2016