Trump Dönemi Küresel Dengeler
Trump döneminde ABD’nin dış politikasında neler yaşanabilir sorusu en çok sorgulanan konuların başında geliyor. Mesela, kendi ekibinden kimi isimlerle ters düşme pahasına bile olsa Rusya ile uzlaşıyı mı tercih edecek? Öngörüldüğü gibi Çin ile ilişkileri germeye devam edecek mi?
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier’in iddia ettiği gibi Donald Trump’ın başkanlığıyla, eski 20. yüzyıl dünyası sona mı erecek? Ya da “Donald Trump’ın aslında somut bir dış politikası yok” diyenler haklı mı çıkacak?
Trump yönetimindeki ABD’nin Ortadoğu siyasetinin ne yönde değişeceği oldukça önemli. Trump’ın Ortadoğu’ya ilişkin açıklamaları kaygı verici bulunuyor pek çok çevre tarafından.
Trump’ın açıklamalarından en fazla memnuniyet duyan ülke İsrail. Trump’ın Kudüs ve Filistin ile ilgili açıklamaları İsrail’de büyük bir memnuniyete yol açtı. Haliyle bu anlamda en büyük endişeyi Filistinliler yaşadı.
Filistinliler, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınacağı yönündeki açıklamalarını ‘ikinci Balfour Deklarasyonu’ şeklinde tanımlıyor. Filistinliler, “100 yıl önce Yahudilere hakları olmayan ve sahip olmadıkları bir Yahudi devleti kurmaları için Filistin’de hak tanıyan Balfour Deklarasyonu vardı. Şimdi ise Trump vaadi var. Öyle görünüyor ki her 100 yılda bir acılarımıza acı katacak kişiler gelecek.” diyorlar.
Donald Trump, seçim sürecinde, ülkesinin Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma sözü vermişti. Trump, son olarak bir İsrail gazetesine yaptığı açıklamada da vaadini unutmadığını belirterek, “Ben verdiğim sözden vazgeçmeyen bir şahsiyetim.” ifadesini kullandı. ABD yönetiminin, 1995’teki Kudüs Büyükelçilik Yasası’na göre Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması öngörülüyor ancak söz konusu yasa 21 yıldır Bill Clinton, George W. Bush ve Barack Obama’nın başkanlık dönemlerinde her 6 ayda bir “ulusal güvenlik” gerekçesiyle erteleniyordu.
Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 372. Sayı