Türk Camilerine Takip

Belçika'daki Diyanet'e bağlı camilerin izlenmesi konusunda talimat verildiği açıklandı.

Belçika, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı imamların yurt dışındaki Fethullah Gülen taraftarlarına ilişkin istihbarat çalışması yaptıkları haberleri üzerine, Türk camilerini yakın takibe aldı.

Federal hükümetlerin Adalet Bakanı Koen Geens, güvenlik ve istihbarat birimleri ile savcılığa, Belçika'daki Diyanet'e bağlı camilerin izlenmesi konusunda talimat verdiğini açıkladı. Belçika'da haftalık Knack Tuesday dergisi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yurt dışındaki din görevlilerine gönderilen mektubu yayımladı.

Dergi, mektupta din görevlilerinden, Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği Fethullah Gülen grubuna bağlı kişi ve kuruluşlar hakkında bilgi toplamalarının istendiğini belirtti. Adalet Bakanı Geens, bu haber üzerine güvenlik ve istihbarat birimleri ile savcılığa, Türk camilerini yakından izleme talimatı verdiğini açıkladı.

'ÜLKEMDEKİ HER TÜRLÜ DİNİ FONLARIN TAKİP EDİLMESİ SORUMLULUĞUM'

Geens, Türkiye kökenlilerin, "ülkelerinde Türkiye'nin bir adası olmak yerine, öncelikle Belçika vatandaşı olmaları gerektiğini" söyledi. Belçikalı bakan, ülkesindeki her türlü dini fonların yakından takip edilmesi konusunda sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.

Koen Geens, "Camiler konusunda hem devletin güvenlik ve istihbarat birimleri ve savcılık, hem de bakanlık bünyesindeki birimlere talimat verdim" dedi.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI 38 ÜLKEDEN RAPOR İSTEMİŞTİ

Flaman hükümetinin İçişleri Bakanı Liesbeth Homans da, Fethullah Gülen taraftarları hakkında istihbarat çalışması yapan Türk camilerinin kapatılmasını istemişti. Belçika'da Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı 65 cami bulunduğu belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından 20 Eylül'de 38 ülkedeki temsilciliklere gönderilen yazıda, bulundukları ülkelerdeki Fethullah Gülen grubuna bağlı kişi ve kuruluşlar hakkında kapsamlı rapor istenmişti.

Genel Müdür Vekili Prof. Dr. Halife Keskin imzalı yazıda, bu bilgilerin 10 -14 Ekim tarihlerinde yapılan Avrasya İslam Şurası'na katılan konuk diyanet işleri başkanları ile paylaşılacağı belirtilmişti.

Kaynak: BBC Türkçe

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.