Türk-islam Kültürünü Dünyaya Nakşediyorlar
Nakkaşlık ve hattatlığı günümüzde sürdüren ustalar, çeşitli ülkelerdeki tarihi yapılar, saraylar, camiler ve turistik mekanlara süslemeler yaparak Türk-İslam kültürünü dünyaya nakşediyor.
Türkler'de 9. yüzyıldan beri var olduğu bilinen, özellikle Selçuklu ve Osmanlı döneminde Anadolu'da yaygın olan mesleklerden nakkaşlık ve hattatlığıgünümüzde sürdüren ustalar, çeşitli ülkelerdeki tarihi yapılar, saraylar, camiler ve turistik mekanlara süslemeler yaparak Türk-İslam kültürünü dünyaya nakşediyor.
Selçukluların yanı sıra Osmanlı döneminde İstanbul başta olmak üzere Anadolu'da yaygın olarak yapılan nakkaşlık ve hattatlık sanatı, günümüzde halen ilgi görüyor.
Nakkaşlık ve hattatlığa meraklı ustalar, diğer ülkelerden gelen talepleri de karşılayıp çeşitli ülkeleri gezerek tarihi yapıların, sarayların, camilerin, turistik mekanların ve lüks binaların duvar ve tavanlarını süslüyor.
Özellikle Güney Afrika, Suudi Arabistan, Almanya, Rusya ve Makedonya gibi ülkelere giderek nakış, hat, ebru, çini ve göz alıcı süslemeler yapan ustalar, böylece hem geçmişten günümüze uzanan ata sanatlarını yaşatmaya hem de Türk İslam kültürünü dünyaya yaymaya çalışıyor.
Türkiye'nin çeşitli illerinde yetişen hattatlar ve nakkaşlar, ekipler halinde dünyadaki çeşitli ülkelere gidip 20 gün ile 6 ay süreyle bu ülkelerde kalarak, tarihi mekanlar, camiler ve ibadethanelerde eserler yapıyor.
Genelde Selçuklu motiflerinin resmedildiği nakkaşlık sanatını yapan ustalar, Türkiye'de ve gittikleri ülkelerde talep olması halinde villalar ile lüks evlerin duvar ve tavanlarına da süslemelerini aktarıyor.
Iğdır kent merkezindeki Hacı Hacer Camisi ile Halfeli Camisi'nde çeşitli süslemeler yapan nakkaş ve hattat Alaattin Kutulman, tarihte Anadolu topraklarında gelenek haline gelen ve Osmanlı zamanında açılan nakkaşhanelerde eğitim gören kalemkarların sergilediği sanata günümüzde ilginin büyük olduğunu ifade etti.
Kutulman, nakkaşlık mesleğinin ustalarının azaldığını ve nakkaş eğitimi için girişimde bulunulması gerektiğini ifade ederek, ata sanatı nakkaşlığın unutulmaması için halk eğitim merkezleri ile üniversitelerin bu mesleğe daha fazla ilgi göstererek, ustalar yetiştirmesi gerektiğini söyledi.
Nakkaşlığın çok eski bir meslek olduğuna dikkati çeken Kutulman, "Yaptığımız iş Selçuklu ve Osmanlı'dan geliyor, bizde devam ettiriyoruz. Günümüzde nakkaş çok az, ustalar neredeyse yok. Bu mesleği yapan nadirdir, çoğu ilimizde ise nakkaş ustası yoktur. Biz şu anda hem mesleğimizin yok olmaması hem de kültürümüzü tanıtmak amacıyla dünyayı gezip sanatımızı icra ediyoruz." dedi.
NAKKAŞLIK GÜNÜMÜZDE RAĞBET GÖRÜYOR
Kutulman, nakkaşlık ve hattatlığın yetenek gerektiren sanatlar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Biz bu işleri okulunu okumadan, çıraklıktan ustalarımızdan öğrendik. Bu işler çok titizlik ve ressamlığın inceliğini isteyen iştir. Mesela hat yazısı için kalemi çok iyi tutabilmeniz lazım. Bu sanat Selçuklu'dan beri aynı güzellikte yapılıyor. O zaman da kök boya kullanılıyordu şimdi de kök boya kullanılıyor. Camilerde buharlaşma olduğu için kök boya dökülmüyor ama plastik boya nem çektiği zaman kabarıyor. Kök boya yüzlerce yıl kalabiliyor. Atalarımız kök boya kullanmış, biz de aynısını kullanıyoruz."
Nakkaşlardan Suat Kaynar ise Türkiye'nin çeşitli illeri ile gittikleri yabancı ülkelerde bu sanatı sürdürdüklerini ifade ederek, "Dünyanın farklı bölgelerinde nakış sanatını yürütüyoruz. Osmanlı'da meşhur olan bu sanat günümüzde rağbet görüyor, fakat ustası neredeyse yok durumda. Atalarımızdan kalan bu mesleğin sürdürülmesi için yeni ustalar ve çıraklar yetiştirilmeli, bu mesleğe sahip çıkılmalı." diye konuştu.
Kaynak: AA
YORUMLAR