Türk Şehitlerinin Mezarlarına Asırlık Vefa

Azerbaycanlı Nigar nine, 1918’de şehit olan Osmanlı askerlerinin mezarlarını, Sovyet baskılarına rağmen bugüne kadar korudu ve babasının “Bir gün tekrar gelecekler” dediği Türklere teslim etti.

Azerbaycanlı Nigar nine, 1918’de şehit olan Osmanlı askerlerinin mezarlarını, Sovyet baskılarına rağmen bugüne kadar korudu ve babasının “Bir gün tekrar gelecekler” dediği Türklere teslim etti.

Azerbaycanlılar, 1918 yılında ülkeyi Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmak için yardıma gelen Kafkas İslam Ordusu’nun fedakarlığını bugün de unutmuyor. 70 yıl süren Sovyet yönetimindeki baskılara rağmen ülkenin birçok bölgesinde korunarak bugüne kadar gelmesi sağlanan Türk şehitliklerinden biri de Bakü’den yaklaşık 110 kilometre uzaklıktaki Gubalıbaloğlan köyünde bulunuyor.

Köy halkının anlattığına göre, Ermeni ve Bolşevik çetelere karşı omuz omuza savaşan 6 Azerbaycanlı ile 6 Osmanlı askeri Gubalıbaloğlan köyü yakınlarında şehit oldu. O köyde yaşayan ve Ermenilere karşı savaşan Hanifi Mövlayev, şehit Türk askerlerinin kendi bahçesinde defnedilmesini istedi.

Mövlayev, Sovyetler dönemindeki baskılara rağmen, mezarların akrabalarına ait olduğu söyleyerek onların kaybolmasını engelledi. Mövlayev, ailesine, “Bir gün Türkler yine gelecek. Onlar gelinceye kadar bu mezarları korumamız gerekiyor. Mezarları, Türklerden başka hiç kimseye teslim etmeyeceğiz.” dedi. Hanifi Mövlayev, yıllarca koruduğu mezarların bakımını, ölmeden önce kızı Nigar’a vasiyet etti.

“BABASININ VASİYETİ, TÜRK ŞEHİTLERİNİN MEZARLARININ KORUNMASI”

Şimdi 75 yaşında olan Nigar Ekberova, babasının vasiyetini yerine getirdi ve şehit mezarlarına kendi ifadesiyle “gözü gibi” baktı. Hasta ve yaşlı olan Nigar nineye, şehitliğin bakımında kızı ve torunları da destek verdi.

Azerbaycan 1991’de bağımsızlığını kazandıktan sonra, ülkenin birçok yerindeki şehit olan Osmanlı askerlerinin mezarları tespit edildi ve anıt yaptırıldı. Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği, Gubalıbaloğlan köyündeki şehit mezarlarının varlığını öğrendikten sonra harekete geçti. Elçilik, 6 Azerbaycanlı ile 6 Türk şehidin yan yana yattığı yere anıt yaptırdı.

Babasının vasiyeti üzerine Türk şehitlerinin mezarını koruyan Nigar nine, mezarların sıradan mezarlar olmadığını, Türk askerlerine ait olduğu için önemli gördüklerini anlattı.

Önce babası Hanifi Mövlayev’e, sonra da kendisine, bahçelerindeki mezarların taşınması için teklif geldiğini belirten Ekberova, bunu kabul etmediklerini söyledi.

Mezarlara anıt yaptırdıkları için Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği yetkililerine teşekkür eden Ekberova, “Babam yıllarca mezarları korudu ve ölmeden önce orada yatanların Türk askeri olduğunu söyleyerek bizim mezarlara sahip çıkmamızı istedi. Şehitlik açıldıktan sonra ziyaretçi sayısı arttı. Duyan gelip dua okuyor. Bu da beni mutlu ediyor. Onlar, bizim için canlarından vazgeçtiler. Biz de onların mezarlarını koruduk. Şehitliği bundan sonra da göz bebeğimiz gibi koruyacağız, dualarımızı eksik etmeyeceğiz.” dedi.

Mezarları sık sık ziyaret eden Ekberova ailesi, şehitler için zaman zaman Kur'an-ı Kerim okutuyor.

EKBEROV AİLESİNE VEFA BORCU 

Türk ve Azerbaycanlı iş adamları, Türk şehitlerinin mezarlarını 100 yıl boyunca koruyan Nigar nineye vefa olarak şehitler anıtının yanı başında yeni bir ev yaptı.

İş adamı Ali İhsan Genç, Ekberov, ailesinin Sovyetler döneminin tüm baskılarına rağmen Mehmetçiklerin mezarlarını, güçleri yettiğince, koruduğunu söyledi. Genç, “Buraya geldiğimizde, şehitlerimize sahip çıkan aileye bir vefa borcumuz olduğunu gördük. Elimizden gelen imkanlar dahilinde onların daha rahat yaşayacağı bir evi imece usulüyle yapmaya çalıştık. Bütün imkansızlıklarına rağmen şehitlerimize bir asır sahip çıkan bu aileye vefa borcumuzu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Azerbaycanlı iş adamı İlham Almemmedov da “Bir milletin var olması için şehitlerine sahip çıkması gerekir. Vatan, uğrunda ölen varsa vatandır. Vatan için ölenler ise şehittir. Şehitlere sahip çıkıldığında vatana da sahip çıkılmış oluyor. Bu yüzden Türk iş adamlarının bu girişimine destek verdik.” ifadelerini kullandı.

KAFKAS İSLAM ORDUSU

Kafkas İslam Ordusu, Osmanlı Devleti’nin Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatıyla kuruldu ve Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkasya Cephesi’nde savaştı. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım talep etmesi üzerine Nuri Paşa (Killigil) komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan’a doğru sefere çıktı.

Gence’ye 25 Mayıs 1918’de ulaşan Kafkas İslam Ordusu'ndaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle 12 bine ulaştı. Güzergahındaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir'i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyen Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918'de Bakü'yü kurtardı.

Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için bin 130 şehit verdi.

Hacıkabul’un yanı sıra Azerbaycan’ın Bakü, Şeki, Şamahı, Göyçay, Kürdemir, Neftçala ve Guba gibi birçok bölgesinde Kafkas İslam Ordusu şehitlerinin anıt mezarları bulunuyor.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

ENVER PAŞA KİMDİR?

Enver Paşa Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.