Türkiye 84 Ülkede Su Kuyusu Açtı

Türkiye, çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla temiz su ihtiyacını karşılamak için, başta Afrika olmak üzere çeşitli ülkelere su kuyuları açtı.  Türkiye'nin 2014 yılında 84 ülkede su kuyusu açtığı kaydedildi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'ndan (TİKA) alınan bilgiye göre, 2014 yılında Balkanlar ve Doğu Avrupa'da 5, Orta Asya ve Kafkaslar'da 7, Orta Doğu ve Afrika'da 47, Doğu ve Güney Asya, Pasifik ve Latin Amerika'da 25 ülkede su kuyuları açıldı.

Bu yıl içinde de TİKA tarafından Etiyopya'nın Oromia Eyaletinde 10 adet arızalı su kuyusu faal hale getirildi. İsrail ablukası dolayısıyla baş gösteren su kıtlığı ve mevcut su krizinin hafifletilmesi amacıyla Gazze Belediyesi sınırları içerisinde yer alan farklı yerlerde 7 adet su kuyusu hizmete açıldı.

copyright_aabadoluajansi_2015_20150819085028

SUDAN'DA SON 3 YILDA 28 SU KUYUSU

Sudan'ın El-Fetih bölgesinde bir adet tam teşekküllü iki adet el pompası ile çalışan toplam 3 adet su kuyusu açıldı. Sudan’da temiz suya ulaşmada büyük hizmetler sağlayan TİKA, son üç yılda açılan 28 su kuyusunun ardından Sudan’ın farklı eyaletlerinde 25 yeni su kuyusu açmaya karar vererek, projelendirme çalışmalarına başladı. DSİ’den ülkeye giden heyet belirlenen noktalarda gerekli çalışmalarını tamamladı. Jeofizik raporlarının tamamlanmasının ardından projelendirme yapılarak ihaleye çıkılacak.

Yoksul ve şiddet dolayısıyla göçe zorlanmış halkın yoğunlukla bulunduğu Senegal’in Casamance bölgesinin tarımsal potansiyelinin hayata geçirilmesine ve Türkiye'nin Senegal makamları nezdindeki görünürlüğünün artırılmasına katkı sağlanması amaçlarıyla proje kapsamında, TİKA tarafından 3 adet su kuyusu ve bahçecilik tesisi inşa edilerek, gerekli tarım malzemelerinin temin edilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor.

ayanin-ulkesinde-su-kuyusu

ACEH BESAR LHOKGNA BÖLGESİ’DE 3 KÖYE SU KUYUSU AÇILDI

Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, uluslararası yardım faaliyetleri kapsamında ihtiyaç sahiplerinin temiz suya ulaşılabilirliğinin sağlanması için de faaliyetler yürüttüklerini söyledi.

Bu kapsamda, Tacikistan’ın başkenti Duşanbe yakınlarındaki Varzop bölgesinde 13-14 Temmuz 2004 tarihleri arasında meydana gelen şiddetli yağış sonucu oluşan toprak kayması ve selin, bölgede büyük mal kaybına yol açtığını vurgulayarak Akar, burada herhangi bir can kaybı olmadığını ancak Varzop nehri üzerindeki üzerindeki köprülerin yıkıldığını, 3 binden fazla kişinin mahsur kaldığını ve bir çok yerleşim birimine temiz su verilemediği için salgın hastalık riski bulunduğunu bildirdi.

Akar, 2005 yılında rehabilitasyon faaliyetleri kapsamında Aceh Besar Lhokgna Bölgesi’de 3 köye temiz su sağlamak üzere su kuyusu açıldığını dile getirdi.

Toplum sağlığını tehdit eden sağlıksız koşulların ortadan kalkması amacıyla, Kızılay tarafından 'Gazze Şeridi Master Su Planı' dahilinde, kullanılamaz hale gelen su kuyularının ve alt yapının yüzde 80’ni karşılamak üzere, 'Gazze Sahil Belediyeleri Su Kurumu' ile birlikte 6 proje hayata geçirilmiştir.

"BİNLERCE SU KUYUSUNU DÜNYANIN BİRÇOK BÖLGESİNDE AÇTIK"

Son teknoloji imkanlara sahip su kuyusu açma ekiplerinin, derneğin kendi aracı ile yılın 365 günü Afrika’da çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü, "Hayırseverlerin isimleriyle hizmete açılan su kuyuları Afrika’da hayati bir soruna çözüm oluyor. Afrika ve diğer kurak bölgelere yönelik su kuyusu açma projesi kapsamı genişleyerek devam ediyor. Son yıllarda binlerce su kuyusunu başta Afrika olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde açtık ve açmaya devam ediyoruz" ifadesini kullandı.

İHH, 23 SU KUYUSUNU AÇTI

Öte yandan, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) tarafından, Çad ve Sri Lanka’da bir, Gana’da 3, Kenya’da 6, Bangladeş’te de 12 olmak üzere 23 adet su kuyusu açılarak bölge halkının temiz suya kavuşması sağlandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.