Türkiye Bayrağı Taşıyan Filistinli Genci Vurdular

Gazze sınırındaki gösteriler sırasında Türk bayrağı açtıktan sonra İsrail askerlerince vurularak yaralanan Filistinli genç Emin Selim, askerlerin Türk bayrağını kasıtlı olarak hedef aldığını belirtti.

İsrail askerleri tarafından vurularak yaralanmasına rağmen Türk bayrağını elinden düşürmeyen 20 yaşındaki Emin Selim, Gazze'nin kuzeydoğusundaki Şucaiyye beldesinde yer alan evlerinin kapısını habercilere açtı.

Sınırda yaralandığı salı günü yaşananları anlatan Selim, Türkiye'nin Filistin'e desteğine bir teşekkür nişanesi olarak daha önce de yaptığı gibi Türk bayrağı taşıdığını dile getirdi.

"Türk bayrağı kaldırarak, Türkiye'ye Filistin halkına verdiği destekten dolayı teşekkür etmek istedim." diyen Filistinli genç, İsrail askerlerinin 12 yıldır kuşatma altındaki Gazze'de Türk bayrağının dalgalanmasından rahatsız oldukları için kendisine ateş ettiğini söyledi.

ERDOĞAN'IN KAHRAMANCA DURUŞUNDAN RAHATSIZ OLUYORLAR

Selim, "İsrail askerleri bu bayrağı kasıtlı olarak hedef aldılar. Çünkü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin halkıyla birlikte kahramanca duruşundan rahatsız oluyorlar." dedi.

Gazze sınırında yaşanan olaylarda Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterini ilk defa taşımadığını belirten Selim, "Bayrağı kaldırmakla aynı zamanda 24 Haziran seçimlerinde elde ettiği başarıdan dolayı Erdoğan'ı kutlamak istedim. Çünkü bu lider geçen yıllar boyunca hep yanımızda durdu, destek oldu, bize yardımcı oldu." ifadelerini kullandı.

Gazze sınırında Türk bayrağı açtıktan sonra İsrail askerlerince hedef alınan Selim, sol ayağında meydana gelen kırıklar nedeniyle yatağa düştü.

Ancak bu ilk değildi. Filistinli genç 30 Mart'tan bu yana devam eden gösterilerde daha önce de 3 kez yaralandığını söyledi.

İlk kez İsrail'in 14 Mayıs'ta gerçekleştirdiği büyük katliam sırasında yaralandığını belirten Selim, yaklaşık üç hafta önce yine sol ayağına gelen şarapnel parçasıyla ikinci kez, birkaç gün önce de İsrail askerlerinin attığı gaz kapsülünün kafasına çarpmasıyla üçüncü kez yaralandığını aktardı.

ANNESİ ŞEHİTLERİN ACISINA DAYANAMADI

Filistinli genç Emin Selim, İsrail askerlerinin Gazze Şeridi'ndeki katliam günü olarak anılan 14 Mayıs'ı unutamadığını ifade etti.

ABD'nin Kudüs'te büyükelçilik açmasını protesto etmek için düzenlenen gösterilerde o gün Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre en az 60 kişi şehit oldu.

Selim de 14 Mayıs sabahı annesiyle vedalaşarak evinden çıktığını ve şehit ya da yaralı olarak dönerse annesine ağlamaması nasihatinde bulunduğunu söyledi.

Ancak Selim, yaralı döndüğü evinde annesini bir daha göremedi. Çünkü kendi ifadesiyle, annesinin kalbi şehitlerin acısına daha fazla dayanamadı ve Selim o gün en yakınını kaybetti.

"BÜYÜK DÖNÜŞ YÜRÜYÜŞÜ" GÖSTERİLERİNE YENİDEN KATILACAK

"Gösterilere katılan tüm gençler annemin evlatlarıydı. Ancak artık annemin vefatından sonra vatanımdan başka annem yok." diyen Filistinli genç, yaralı olmasına rağmen cuma günü yeniden Büyük Dönüş Yürüyüşü gösterilerine katılmaya hazırlanıyor.

Bu cuma düzenlenecek gösterilere önüne Türk bayrağı, arkasına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını bastırdığı kırmızı tişörtüyle katılmayı planlayan Türkiye sevdalısı Selim, "İsrail'in mermileri, Filistin halkını korkutamaz ve dönüş hakkı talebinden alıkoyamaz." diye konuştu.

Filistinli genç Emin Selim, salı günü düzenlenen gösterilerde yaralanmasına rağmen elinden Türk bayrağını düşürmemiş, sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk yardımın ardından ambulansa taşınmıştı. Filistinli gencin Türk bayrağını kaldırdığı ve İsrail askerleri tarafından vurulduğu anları Anadolu Ajansı görüntülemişti.

Filistinliler, Toprak Günü'nün 42. yılı nedeniyle 30 Mart'tan bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi'nin İsrail sınırında "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adı altında barışçıl eylemler düzenliyor.

İsrail askerleri ise "sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006'dan beri Gazze'ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını" talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.

Gazze sınırında 30 Mart'tan bu yana devam eden barışçıl gösterilerde 130'dan fazla Filistinli İsrail askerlerinin saldırıları sonucu şehit oldu, 14 binden fazla Filistinli yaralandı. İsrail askerleri tarafından şehit edilen Filistinliler arasında, 2 gazeteci, 2 sağlık çalışanı da yer alıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.