Türkiye Her Yıl Yaşlanıyor

TÜİK ‘İstatistiklerle Yaşlılar, 2015’ raporunu yayımladı. Türkiye’de yaklaşık 6 buçuk milyon yaşlı var. Yaşlı nüfusun % 18,3’i yoksul. Bu da yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi anlamına geliyor.

TÜİK her yıl olduğu gibi yaşlılar üzerine yaptığı araştırmayı, 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan ‘Yaşlılar Haftası’ öncesi açıkladı. Buna göre Türkiye’de 65 yaş ve üzeri 6 milyon 495 bin 239 kişi var.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı da yüzde 8,2. Bu oran geçen yıl yüzde 8 idi. Yaşlı kadın nüfusu erkeklerden daha fazla. Nüfusun yüzde 43,8‘i erkek; yüzde 56,2’si de kadın.

Dünya nüfusunun 2015 yüzde 8,5’ini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke Monako, Japonya ve Almanya. Türkiye, 167 ülke arasında 66. Sırada. Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il %18,1 ile Sinop. Arkasından Kastamonu ve Çankırı geliyor.

OBEZİTE VE ALZHEİMER ARTIYOR

Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre obez yaşlıların oranı yüzde 26,2’ye yükseldi.  Bu oran, 2008 yılında yüzde 23,1 idi. Verilere göre, kadınlar erkeklere oranla daha kilolu. Obez yaşlı erkeklerin oranı yüzde 17,7; yaşlı kadınların oranı da yüzde 32,8. Ölüm nedeni istatistiklerine göre yaşlılar en fazla dolaşım sistemi hastalıklarından hayatını kaybetti. Hemen arkasından tümörler ve KOAH gibi solunum sistemi hastalıkları geliyor.

Yaşlılıkta en sık rastlanan hastalıklardan biri de Alzheimer. Ölüm nedeni verilerine göre de Alzheimer hastalığından ölen yaşlı nüfus oranında artış var. Oran, yüzde 4. Bu oran, 2010 yılında yüzde 2,7 idi. Nüfusun yaşlanmasıyla doğru orantılı. Türkiye’de 600 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülüyor.

YAŞLI YOKSULLAR ARTIYOR

Türkiye’de emeklisi de sosyal güvencesi olmayanı da geçinememekten şikâyetçi.  Türkiye’deki yoksul yaşlı nüfusta artış var. Geçen yıl TÜİK, yüzde 17,9 şeklinde açıklamıştı; bu yıl bu oran yüzde 18,3’e çıktı. Bu da yaklaşık 1 milyon 200 bin yaşlı yoksul olduğu anlamına geliyor.

İNTERNET KULLANAN YAŞLI ORANI ARTTI 

Hane halkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre internet kullanan yaşlıların oranı 2014 yılında yüzde 5 iken 2015 yılında yüzde 5,6’ya yükseldi. Verilere göre erkekler, kadınlardan daha fazla internet kullanıyor.

Kaynak: TÜİK

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.