Türkiye Ramazanda İhtiyaç Sahibi Nijeryalı Kardeşlerine Yardım Eli Uzattı

Türk hayırseverlerin gönderdiği yardımlar Nijerya'nın farklı bölgelerinde ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırıldı.

Türk sivil toplum kuruluşları, terör örgütlerin saldırıları, etnik çatışmalar ve kıtlık nedeniyle yüz binlerce insanın açlık sınırında yaşadığı Nijerya'da ramazan ayında düzenlediği yardım faaliyetleriyle ihtiyaç sahibi kişilere ulaşmak için Türkiye ile bu ülke arasında köprü vazifesi gördü.

Birlemişler Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinden (OCHA) yapılan açıklamaya göre, terör örgütleri Boko Haram ve ISWAP mensuplarının etkin olduğu Borno, Adamawa ve Yobe eyaletlerinde 8,4 milyondan fazla kişi, insani yardıma ve korunmaya muhtaç durumda.

Nijerya genelinde 20 binden fazla ihtiyaç sahibi aileye yardım yapıldı

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfının partner kuruluşu Daru'l Erkam Vakfı da ramazanda Nijeryalı Müslümanların yanında oldu.

Nijerya'da Müslümanların ramazan sevincine ortak olmak isteyen Daru'l Erkam Vakfı, 3 bin erzak paketini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdı.

Daru'l Erkam Vakfı, ramazan ayı boyunca farklı 30 köylerde su kuyuları açarken 1000 kişiye farklı günlerde iftar verdi ve nakdi yardım yaptı.

Türk hayırseverlerin yardımı ile Nijerya'da uzun yıllardır faaliyet gösteren Darul Amin Vakfı ise ülkenin farklı bölgelerinde ramazan ayı boyunca 13 bin 500 aileye kumanya dağıtmaya devam ediyor.

Vakfın Genel Sekreteri Burak Karabulut, terör örgütü Boko Haram'ın etkin olduğu Borno ve Adamawa eyaletlerini de dahil 8 eyalette yardım dağıttıklarını söyledi.

Karabulut, vakfın ramazan boyunca farklı bölgelerde sağlık taraması, eğitim ve sosyal aktivite gibi etkinlikleri düzenlediklerini belirterek "Ramazan paketleri, Türkiye'den gelen yardımlarla dağıtıldı. Türkiye'den gönderilen zekat, fitre, sadakalar nakdi yardım olarak ailelere ulaştırıldı. Günler geçtikçe yardımlar da artıyor." ifadelerini kullandı.

Yetimlerin bayramlıkları Türkiye'den

Ramazan boyunca Nijerya'daki yetimler de unutulmadı. Darul Amin Vakfı, her gün 100 yetime iftar verirken bu çocukların sıkıntılarını giderdi.

Aynı zamanda bu çocuklara elbise ve ayakkabıdan oluşan bayramlık hediye paketleri de dağıtıldı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.