Türkiye Suriyelilerle Zenginleşecek
Suriye'deki çatışmalar nedeniyle ülkelerinden ayrılarak Türkiye'ye yerleşen sığınmacılar, Türkiye'nin fikir ve sanat hayatına zenginlik katacak insan kaynağı birikimini de beraberinde getiriyor.
Yakın tarihin en büyük göç hareketlerinden birini tetikleyen Suriye’deki iç savaş, yerel ve bölgesel ölçekte yol açtığı güvenlik sorunları ve ev sahibi ülkelerdeki “uyum” tartışmalarının dışında, göç alan ülkeler açısından üzerinde yeterince durulmayan imkanları da beraberinde getiriyor.
Yaklaşık beş yıldır devam eden kanlı çatışmalar nedeniyle ülkelerinden ayrılan milyonlarca sığınmacı, uzun vadede, yerleştikleri ülkelerin fikir ve sanat hayatına zenginlik katacak insan kaynağı birikimini de birlikte taşıyor.
Nitekim 1 Kasım seçimlerinin ardından ABD’nin itibarlı dış politika dergilerinden Foreign Affairs’de yayımlanan “AK Parti’nin Altın Fırsatı” başlıklı makalede, toplumsal kalkınma ve entelektüel gelişimlerini büyük ölçüde göçmen ülkesi olmalarına borçlu ABD ve Almanya gibi ülkelerin deneyimleri doğrultusunda, kendisini bir “göçmen ülkesi” olarak tanımlaması halinde, Suriyeliler ağırlıkta olmak üzere takriben 4 milyon yabancının yaşadığı Türkiye’nin de bu yönüyle eşsiz bir fırsatla karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi.
Şam'da Güzel Sanatlar eğitimi alan ve şu ana kadar 22 kitaba imza atan Gülnar Haco, edebiyat ve sanat hayatına Türkiye'de devam eden Suriyelilerden. Bir süre ressamlık yaptığını, daha sonra çocuk kitapları yazamaya başladığını anlatan Haco, "22 kitap kaleme aldım. Bu kitaplardan Türkçeye, İngilizceye, Fransızcaya, İspanyolcaya ve Hırvatçaya çevrilenler oldu" dedi.
İstanbul'u çok sevdiğini söyleyen Haco, şunları ifade etti:
"İstanbul Batıyı ve Doğuyu bünyesinde toplayan bir şehir. Bu yüzden İstanbul’u çok seviyorum. Çok şiirsel buluyorum. Burada kimliğimi kaybetmiyorum. 'Ben' olarak yaşayabiliyorum. Ezan sesini duyuyorum mesela. Bu çok önemli bir şey. Suriyelilerin Türkiye kültürüne etkisi konusuna gelecek olursak, buna karşılıklı bir alışveriş diyebiliriz. Örneğin ben bir yazar olarak burada yaşamaya devam ettikçe etkilendiğim şeyleri kalemime aksettireceğim. Bu şekilde ortak bir kültür oluşacak. Benim kitaplarım veya bir Suriyeli yazarın kitabı tercüme edildikçe de Türkler, Arap kültürüyle tanışmış olacaklar. Burada Suriyeli çok ciddi yazarlar ve akademisyenler var. Kültür etkileşimi kaçınılmaz olacak."
Kaynak: AA