Türkiye'de Kaç Kişi Kovid-19 Aşısı Oldu? Kaç Kişi Aşılandı?

Birinci ve ikinci doz aşılamaların toplam sayısı İstanbul'da 2 milyon 338 bin 22, Ankara'da 1 milyon 185 bin 118, İzmir'de ise 1 milyon 8 bin 257 doz olarak kayıtlara geçti.

Sağlık Bakanlığınca, Kovid-19'la mücadele kapsamında uygulanan birinci ve ikinci doz toplam aşı miktarı 15 milyonu aştı.

Bakanlığın "https://covid19asi.saglik.gov.tr" adresinde yer alan anlık verilere göre, saat 13.45 itibarıyla uygulanan birinci doz aşı sayısı 8 milyon 403 bin 697, ikinci doz aşısı 6 milyon 599 bin 897 oldu, böylece toplam doz miktarı 15 milyonu geçti.

Birinci ve ikinci doz aşılamaların toplam sayısı İstanbul'da 2 milyon 338 bin 22, Ankara'da 1 milyon 185 bin 118, İzmir'de ise 1 milyon 8 bin 257 doz olarak kayıtlara geçti.

Aşı temini ve uygulama süreci

Yurt dışından Türkiye'ye şu ana kadar yaklaşık 28 milyon dozluk CoronaVac ve BioNTech aşısı tedarik edilirken, bunların 18 milyon dozu kullanıma alındı, 10 milyon doza denk gelen şişelenmemiş aşı ise dolumunun tamamlanmasının ardından uygulanmaya başlanacak.

Dünya genelinde kullanımda olan diğer Kovid-19 aşılarını üreten firmalarla görüşmelere devam edilirken mayıs sonuna kadar 100 milyon doz Kovid-19 aşısının daha Türkiye'ye ulaşması bekleniyor.

Çalışmaları süren yerli aşıda ise uygulama öncesindeki son aşama olan Faz-3'e nisan sonunda geçilmesi hedefleniyor.

Sağlık Bakanlığının dört aşamalı aşı takviminde birinci aşamada yer alan 65 yaş ve üstü vatandaşlar, sağlık çalışanları, yaşlı, engelli ve koruma evlerinde kalanlar ile buralarda çalışanların aşılamaları tamamlandı.

İkinci aşamada yer alan 60 yaş ve üzeri bireyler ile üçüncü aşamada yer alan bazı kronik hastaların aşılanması sürüyor.

Her aşamada yer alan farklı yaş ve meslek gruplarının aşılanmasının ardından dördüncü aşamada "sırası geldiği halde zamanında aşı yaptıramayanlara" Kovid-19 aşısı uygulanacak.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.