Türkiye’de Ölüm Vakalarının Yüzde 27’si Sigara Kaynaklı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Erdöl, geçen yıl 422 bin 135 kişinin hayatını kaybettiği, bu rakamın yüzde 27’sine denk gelen 115 bin kişinin ölüm nedeninin sigaraya bağlı hastalıklar olduğunu belirtti.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 2016’da 422 bin 135 vatandaşın hayatını kaybettiğini, bu rakamın yaklaşık yüzde 27’sine denk gelen 115 bin kişinin ölüm nedenin de tütüne, çoğunlukla da sigaraya bağlı hastalıklar olduğunu bildirdi.

TÜİK 2016 YILI ÖLÜM NEDENİ İSTATİSTİKLERİ

Erdöl, Türkiye'deki ölüm nedenlerinin büyük bir kısmının önlenebilir nedenler olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

“TÜİK 2016 yılı ‘Ölüm Nedeni İstatistikleri’ne baktığınızda 2016’da ülkemizde yaşanan ölüm vakalarının yüzde 39,8'inin dolaşım sistemi hastalıkları kaynaklı olduğunu görmekteyiz. Bunu, yüzde 19,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler, yüzde 11,9 ile solunum sistemi hastalıkları izlemektedir. Dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle gerçekleşen ölümlerin 2016'da yüzde 40,5’i iskemik kalp hastalıkları, yüzde 23,6’sı ise beyin-damar hastalıkları kaynaklıdır. Kötü huylu tümörler nedeniyle gerçekleşen ölümlerin yüzde 31,1’i gırtlak ve soluk borusu, bronş, akciğerin kötü huylu tümörlerinden kaynaklanmıştır. Bu ölümlerin mühim bir kısmının önlenebilir ölüm nedenleri olduğunu söyleyebiliriz.”

“SİGARA İNSANLIK TARİHİ BOYUNCA ÜRETİLMİŞ EN TEHLİKELİ KİTLE İMHA SİLAHIDIR”

Erdöl, 2016’da 422 bin 135 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu rakamın yaklaşık yüzde 27’sine denk gelen 115 bin kişinin ölüm nedeni tütüne, çoğunlukla da sigaraya bağlı hastalıklardır. Nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar nedeniyle yaşanan ölümler sigaranın verdiği zararla mukayese bile edilemez. Sigara bağımlılığı tüm ülkeler için ciddi sonuçları olan küresel bir sorundur. Bu nedenle sigara ve her türlü sigara ürünü ile mücadeleye 'kitle imha silahı' penceresinden bakmak gerekmektedir. Çok net olarak söyleyebiliriz ki sigara insanlık tarihi boyunca üretilmiş en tehlikeli kitle imha silahıdır.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.