Türkiye'nin Savaşı Kimlerle?

Medya ve diğer kitle iletişim araçları üzerinden dezenformasyonla oluşturulmak istenilen "Türkiye algısı", aslında nasıl bir savaşın içinde yer aldığımızı gösteriyor bize. 

Bir taraftan neo-con çizgisindeki Batı medyası, diğer taraftan katil Esed’in hâmisi İran ve medyası, kimi Körfez ülkeleri, Sisi’nin yayın organları ağız birliğe etmişçesine hemen hemen benzer argümanlarla Türkiye karşıtı bir kampanya yürütüyorlar.

YALAN HABERLERLE, İFTİRALARLA TÜRKİYE'YE SALDIRIYORLAR

IŞİD’den en çok zararı gören ve bu baş belası örgüte karşı gerekli tüm adımları atmasına rağmen Türkiye’yi terör örgütü IŞİD ile ilişkilendirmek için dört bir koldan saldırıyorlar.

Diplomatik ya da siyasi eleştiriden bahsetmiyoruz. Düpedüz baştan sona yalan ve iftiralarla saldırıyorlar Türkiye’ye. Darbe sever Arap medyasından biri IŞİD’in Türkiye’deki askeri karargâhının Beştepe’deki Cumhurbaşkanlğı külliyesinin hemen yanında olduğunu ve Türk hükümetinin himayesinde özgürce faaliyetlerini sürdürdüğü yalanını yazabiliyor mesela. Ve bu yalanı satın almaya hazır bir zemin bulmakta hiç zorlanmıyor.  Ortadoğu’nun Körfez sermayeli matbu ve internet medyasında çok hızlı bir şekilde tedavüle sokuluyor iftiralarla dolu sözüm ona haber ve analizler…

İNGİLİZLER, PKK'NIN İYİ NİYET ELÇİSİ

İngilizlerin algı oluşturmada oldukça mâhir yayın organı BBC, bilinen terör örgütleri içerisinde en kanlısı olarak tarihteki yerini alan PKK’yı cici mi cici, sanki sivil toplum örgütü gibi göstermek için yoğun bir çaba sarf edebiliyor. Eli kanlı terör örgütünün PR’ni yapıyor dünyaya...

Almanya’da günlük yayın yapan, oldukça iyi tirajlara sahip bir çok gazete, “Yasaklanmış Kürt İşçi Partisi” ifadesini kullanıyor PKK’nin bir terör örgütü olduğu vakıasını ustaca gizlemeye çalışırken...

ALMANYA'NIN AÇIK AÇIK TÜRKİYE ALEYHTARLIĞI 

Bu noktada Almanya’ya ilişkin birkaç anekdot daha aktaralım.

Almanya düne kadar üstü örtülü yaptığı Türkiye aleyhtarlığını artık gizlemeye bile gerek duymuyor. Alman gizli servisinin Türkiye’yi 5 yıl boyunca dinlemesi, Alman siyasileri ve medyasının Gezi kalkışmasındaki rolleri unutulmuş değil. Alman silahlarının PKK’lı teröristlerin ellerinde gözükmesi kimseyi şaşırtmıyor artık. Alman hükümetinin, Türkiye’nin PKK teröristlerine yönelik hava operasyonları sonrası “Türk Ordusu Kürtleri vuruyor” gerekçesi ile Patriot füzelerini geri çekme kararı alması da… Dikkat buyurun, “teröristler” değil “Kürtler” diyerek oluşturulmak istenilen algıya bakar mısınız?

İRAN'DA TÜRKİYE KARŞITI KAMPANYA

İran medyasında son dönemde Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde yoğun bir kampanya gözleniyor. İran yönetiminin izni ve bilgisi dahilinde süren yayınlarda, bölgesel ve uluslararası kamuoyunda Türk yöneticiler ve Türkiye’nin dış politikasına ilişkin olumsuz bir algı yerleştirilmeye çalışılıyor.

Türkiye karşıtı kampanya yürüten ve İran Devrim Muhafızları tarafından yönetildiği bilinen Press TV.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın Suriye sınırındaki bir hastanede tedavi edildiği iddia edilen terör örgütü IŞİD militanlarını ziyaret ettiği yalanı, İran medyasının Türkiye aleyhtarı algı oluşturmak için uydurduğu onlarca dezenformasyondan sadece biri…

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, Eylül 2015, 355. Sayı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.