Türkiye'ye Gelecek Kovid-19 Aşısı Hakkında Merak Edilenler

Bir yandan Kovid-19 aşı çalışmalarından müjdeli haberler gelirken, diğer yandan bu konuda merak edilenler gündemin ilk sırasındaki yerini koruyor.

Dünyayı sarsan ve ölenlerin sayısının 1,5 milyonu geçtiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında, dünyada hızla devam eden aşı çalışmalarından müjdeli haberler geliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin sözleşme yaptığı aşının ilk kısmının 11 Aralık'tan sonra gelmesinin beklendiğini açıkladı.

Bu açıklamanın ardından, aşıların güvenilirliği, kimlere ne zaman yapılacağı, aşı için ücret ödenip ödenmeyeceği konuları tartışılmaya başlandı. AA muhabiri, aşı konusunda merak edilenleri 7 soruda derledi.

1- Aşı Türkiye'ye ne zaman gelecek?

Farklı aşı çalışmalarını yakından takip eden Türkiye, bir "inaktif" virüs aşısının temini için sözleşme imzaladı, bir mRNA aşısı için de görüşmeler devam ediyor. Sözleşme yapılan Çinli SinoVac firmasının geliştirdiği Kovid-19 aşısının ilk kısmının Türkiye'ye 11 Aralık'tan sonra gelmesi bekleniyor.

2 - "İnaktif aşı" ne demek?

Türkiye'de geliştirilen aşılardan ilk klinik çalışmalara ulaşan aşı "inaktif" diye biliniyor. "Ölü aşı" olarak da adlandırılan inaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır Türkiye'de uygulanan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılar olarak açıklanıyor.

3- Aşıların güvenilirliği nasıl test edilecek?

Türkiye'deki bilim insanları ve Sağlık Bakanlığı aşının menşeini değil, güvenilirliği ve etkililiğini yakından izliyor. Bir aşının Türkiye'de kullanıma girmesi, o aşıyla ilgili bütün çalışmaların yapılması anlamına geliyor. Aşılar konusunda verilecek kararları ve atılacak somut adımları, geliştirilen aşıların kısa ve uzun dönem güvenilirliği ile etkililiği belirleyecek. Aşılar geldiğinde öncelikle uluslararası akredite Halk Sağlığı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Laboratuvarları tarafından ithal edilen tüm aşılarda da uygulanan incelemeler yapılacak.

4- Aşılamalar ne zaman başlayacak?

TİTCK Laboratuvarları tarafından yapılacak incelemelerde aşının güvenilirlik testlerinin olumlu çıkması ve Faz 3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanması gerekiyor. Bunların ardından ortaya çıkacak veriler TİTCK tarafından değerlendirilecek ve Türkiye standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecek. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecek.

5- Önce kimler aşılanacak, aşılama çalışmaları nasıl yürütülecek?

Aşılama çalışmalarının dört aşamada yürütülmesi planlanıyor.

- İlk aşamada sağlık çalışanları, 65 yaş üstü ile yaşlı, engelli, koruma evlerinde kalanlar ile kalabalık yerlerde yaşayanlar aşılanacak.

- İkinci aşamada, toplum işleyişi için gerekli sektörlerde, kritik işlerde çalışanlar, 50 yaş ve üzeri en az 1 kronik hastalığı olanlara aşı yapılacak.

- Üçüncü aşama 50 yaş altı en az 1 kronik hastalığı olanları, genç yetişkinleri, ilk iki grupta yer almayan sektör ve meslek çalışanlarını kapsayacak.

- Dördüncü ve son aşamada ise ilk üç grubun dışında kalan tüm bireyler aşılanacak.

6- Aşılara ücret ödenecek mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aşı için ilk etapta 50 milyon doz anlaşma yapıldığını, vatandaşların herhangi ücret ödemeden aşıya erişebileceklerini açıkladı.

7- Aşı Türkiye'ye geldiğinde normal hayata dönülecek mi?

Gelişmeler olumlu seyrederse Türkiye, dünyada aşılama çalışmalarına erken dönemde başlayan ilk ülkelerden biri olacak. Ancak bilim insanları, aşı bulununca her şey normale dönecek diye beklenmemesi, tedbirlere devam edilmesi uyarısında bulunuyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.