Tuvalet Adabı Nasıl Olmalıdır?

Tuvalet adabı nasıl olmalıdır? Lavaboya gitmeden önce ve sonra okunacak dualar hangileridir? Tuvalette nelere dikkat etmeliyiz?

Abdest bozmak bir rahatlıktır ve şükür sebebidir.

Kullarını yaratan Rabbimiz onların her türlü ihtiyacını görmeleri için kolaylık ve rahatlık ihsan etmiştir. Şu hikâye sadece tuvalet ihtiyacını giderme rahatlığına bile ne kadar çok şükretmemiz gerektiğini bize gösterir.

Bir padişah çok akıllı ve marifetli olarak bilinen vezirine sorar. Söyle bakalım:

– Dünyada insana en çok rahatlık veren şey nedir? Vezir:

– İhtiyaç gidermektir (tuvalet), diye cevap verir. Padişah bu cevabı beğenmez ve haydi git der.

Fakat gün gelir Padişah rahatsızlanır. Kabız olmuştur, üstelik idrarını bile yapamamaktadır. Perişan haldedir. Karnı davul gibi şişmiş nerdeyse patlayacaktır. Hekimlerin verdiği ilaçlar da fayda vermez. Aklına vezirinin söyledikleri gelir. “Meğer bizim vezir ne kadar da doğru söylemiş” der. Bu akıllı irfan sahibi vezirini çağırtır.

– Ne olur vezirim bana dua et, derdime bir derman bul da bu beladan kurtulayım” der. Vezir padişaha derki:

– Padişahım, size dua ederim şifa olacak ilacı da veririm. Fakat iyileşirseniz karşılığında bütün hazinelerinizin yarsını isterim.

Çaresiz kalan padişah “cana geleceğine mala gelsin, can maldan tatlıdır” diyerek şartı kabul eder. Vezir dua eder şifa olacak ilacı da verir. Kısa bir süre sonra padişah tuvalet ihtiyacını giderir ve rahatlar. Ardından vezirine teşekkür eder ve sözünü tutarak hazinelerinin yarısını ona verir. Ancak akıllı vezir şu ibretli cevabı verir.

– Padişahım! Bu nasıl bir saltanat, nasıl bir zenginlik ki bir tuvalet ihtiyacına değişiliyor? Bana böyle bir zenginlik gerekmez, alın malınız mülkünüz yine sizin olsun, der.

  • Sevgili Peygamberimiz (s.a.) de bütün bu hakikatleri ve ibretleri bize öğretmek için, her tuvalet ihtiyacını gidermeye giderken:

“Allahümme inni euzu bike minel hubsi vel habâis”

“Pislikler ve pisliklerin her cinsinden Allaha sığınırım.” (Müslim, Hayz, 122)

  • Her ihtiyaç giderdikten sonra da:

“Elhamdülillâhillezi ezhebe annil ezâ ve afânî”

“Benden sıkıntıyı gideren ve bana afiyet veren Allah’a hamdolsun” demiştir. (İbn-i Mâce, Tahâret, 10)

Tuvalette Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Tuvalet temizliği hem beden hem elbise temizliği ile doğrudan ilgilidir. Bu bakımdan tuvalet temizliği çok mühimdir.

Tuvalete girerken üzerimizde ilahi kelam yazan herhangi bir şey olmamalıdır.

Girmeden önce ve çıktıktan sonra Sevgili Peygamberimizin bize öğrettiği duaları okuruz.

Tuvalete sol ayakla girilir, içeriden sol ayakla çıkılır.

Küçük abdest bozma kesinlikle ayakta yapılmamalıdır. Çünkü bu hem sağlık hem de temizlik için sakıncalıdır. Bu yüzden mutlaka çömelerek yapılmalıdır.

Tuvalette bir şey okunmaz, konuşulmaz, şarkı türkü söylenmez, ıslık çalınmaz, selam verilip alınmaz, Allahın adı dile alınmaz. İçeride iş biter bitmez dışarı çıkılır.

Açık arazide ihtiyaç giderilmesi gerekiyorsa; gözden uzak bir yere gidilmeli imkân olduğunca örtülü olmaya dikkat edilmelidir. Ön veya arka taraf kıbleye gelmeyecek şekilde oturmalıdır.

Açık arazide ihtiyaç gidermek zorunda kaldığımızda insanların geçip görmeyeceği yerleri, basmayacağı yerleri tercih etmeli.

Tuvalet içine tükürmek, sümkürmek gibi daha sonra oraya girecek kimseleri iğrendirecek hiçbir şey yapılmaz. Girdiğimizde nasıl bulmak istiyorsak tuvaleti o şekilde bırakmalıyız. Kendimiz öyle bulmasak bile…

TUVALET TEMİZLİĞİ (TAHARET) NASIL YAPILIR?

Tuvalette taharet yani temizlik sol elle yapılır.

İmkân varsa önce kuru tuvalet kâğıdıyla silme, sonra suyla temizlik sonrasında tekrar tuvalet kâğıdıyla silme şeklinde temizlenilir.

Erkekler sol elinin baş ve işaret parmağıyla dipten öne doğru sıvazlama şeklinde önce küçük abdest temizliği yaparlar. Büyük abdest temizliği ise orta, yüzük ve serçe parmağıyla yapılır.

Hanımlar ise önden arkaya doğru olmak üzere orta, yüzük ve serçe parmakla taharet yaparlar.

Tuvalet içinde herkes tarafından ortak kullanılan kapı, musluk, maşrapa, tuvalet kâğıdı ve sifon gibi eşyalar temizlik sağlanabilmesi için sağ elle tutulur ve kullanılır.

Eğer su ve kâğıt bulunmayan bir alanda tuvalet ihtiyacı giderilmişse bulunabilirse bir ağaç yaprağı veya uygun bir taş parçasıyla taharet yapılır.

Tuvaletten çıkınca eller mutlaka su ve sabunla veya imkân ölçüsünde güzelce temizlenir.

Erkekler tuvaletten çıktıktan sonra farkında olmaksızın bir idrar kaçağı olma ihtimaline karşı bir tedbir olarak, birkaç dakika beklerler. Bir miktar hareket ettikten sonra abdestlerini alırlar. Hanımlar da bunun için tedbir almalıdırlar.

İnkârcı bir putperest, Selman-ı Farisî’ye, (r.a.) alaycı bir eda ile:

– Görüyorum ki dostunuz Muhammed, size her şeyi hatta tuvalete nasıl oturacağınızı bile öğretiyor, demişti.

Selman -radıyallâhu anh- ise gayet ciddi şekilde:

– Evet, gerçekten de öyle, O bize edebin ve temizliğin en güzel inceliklerini anlatıyor diye cevap verdi. Sonra Efendimiz’in (s.a.) tuvalet âdâbıyla alâkalı tavsiyelerini putpereste de anlattı. (Müslim, Tahâret, 57-58)

Kaynak: Faruk KANGER Lokman HELVACI, ADABI MUAŞERET

İslam ve İhsan

VÜCUDUMUZUN TEMİZLİĞİNİ NASIL KORURUZ? | BEDEN TEMİZLİĞİ

Vücudumuzun Temizliğini Nasıl Koruruz? | BEDEN TEMİZLİĞİ

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.