Ubudiyet Ne Demek? Ubudiyet Ne Anlama Gelir?
Ubudiyet ne demek? Ubudiyet kelimesinin anlamı nedir? Ubudiyet kelimesine örnek cümleler...
Ubûdiyet: Kulluk, kölelik. Mensûbiyet anlamlarına gelmektedir.
UBUDİYET KELİMESİNE ÖRNEKLER
“Ey Allâh’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Sen’in kulunum. Ve ben îmân ve ubûdiyetimde/kulluğumda gücüm yettiği kadar Sen’in ahd ü misâkın üzereyim. Yâ Rabbi! Yaptıklarımın şerrinden Sana sığınırım. Sen’in bana ihsân ettiğin nimetleri ikrar ve îtirâf ederim. Kendi kusur ve günahlarımı da ikrar ve îtirâf ederim. Yâ Rabbi! Sen beni af ve mağfiret eyle. Zira Sen’den başkası günahları af ve mağfiret edemez.” (Buhârî, Deavât, 2, 16)
*****
Namaz ibâdeti, geçici olarak bulunduğumuz dünya hayâtından esas hayat olan âhirete mânevî bir yolculuktur. Günde beş vakit Cenâb-ı Hakk’a itaat, teslîmiyet, vefâ, sadâkat ve ubûdiyetini arz etmektir. Kulun bir nevî gurbet diyarı olan dünyada iken ilâhî vuslattan hisse alması kabîlinden bir rûhî disiplindir.
*****
Bizler bu imtihan âlemine mârifet ve ubûdiyet için, yani Cenâb-ı Hakkʼı tanımak ve Oʼna kullukta bulunmak için gönderildik. Bu hususta elimizden tutup bizlere yol gösterecek olan en büyük rehberimizse, Peygamber Efendimiz rʼdir. O, Rabbimizin bizlere emrettiği kulluğun mâhiyetini îzah eden bir fiilî kıstas ve emsalsiz örnek şahsiyettir. Bu itibarla Cenâb-ı Hakkʼın muhabbet ve rızâsına giden yol, “HZ. PEYGAMBER’E MUHABBETLE İTAAT”ten geçmektedir. Nitekim âyet-i kerîmede buyrulur:
“(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâhʼı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...” (Âl-i İmrân, 31)
*****
Cenâb-ı Hak, murâd-ı ilâhîsi mûcibince insanları zâhirî istîdatları gibi, mânevî istîdatları bakımından da muhtelif seviyelerde yaratmıştır. Kullarından tâkatlerinin üzerinde bir ubûdiyet beklememekle beraber, verdiği istîdat nisbetinde de onları mes’ûl kılmıştır.
*****
‘‘İnsanın yaratılış gâyesi, kulluk vazifelerini yerine getirmektir. Kime yolun başında veya ortasında aşk ve muhabbet bahşedilirse, bundan maksat, Hak Teâlâ’nın dışındakilerden alâkayı kesmesini sağlamaktır. Yoksa aşk ve muhabbetin kendisi asıl maksat değildir. Bilâkis bunlar, kulluk makâmını elde etmek için birer vâsıtadır. Sâlik, mâsivânın esâret ve kulluğundan tamamen kurtulduğu takdirde ancak Allah Teâlâ’nın kulu olabilir. Velâyet mertebelerinin en üstünü de ubûdiyet (kulluk) mertebesidir. Velâyet mertebeleri içerisinde bundan daha üstün bir makam yoktur.’’