"Üç Şey İnsanoğlunun Mutluluğundan, Üç Şey De Bedbahtlığındandır" Hadisi

Hadiste geçen 3 şey nedir? 3 şeyden kastedilen şeyler nelerdir?

Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Üç şey insanoğlunun mutluluğundan, üç şey de insanoğlunun bedbahtlığındandır. İnsanoğlunun mutluluğundan olan şeyler; iyi bir eş, oturmaya müsait bir ev ve uygun bir binektir. İnsanoğlunun bedbahtlığından olan şeyler ise kötü bir eş, kötü bir ev ve kötü bir binektir." (İbn Hanbel, I, 169)

HADİSİ NASIL ANLAMALIYIZ?

Hayırlı bir eşten kasıt, dindarlık, beden sağlığı, akıl, edep, güzel idare ve yaratılış güzelliği gibi niteliklerdir. Hz. Peygamber’in (sas) saadet kelimesini en çok kullandığı yerlerden birinin aile hayatı ile ilgili konular olması, onun (sas) aile mutluluğuna verdiği önemi göstermektedir. Aile mutluluğunu Kur’an, ‘göz aydınlığı’ deyimi ile anlatmaktadır. Genellikle bütün dillerde mutluluğun ilk tezahür ettiği yer, göz bebeğidir. Kur’an’da da müminlerin özellikleri anlatılırken onların, "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a (cc) karşı gelmekten sakınanlara önder eyle!"  şeklinde dua ettiklerinden söz edilmektedir. Bu âyet, kişinin Allah’tan (cc) hep hayırlı olanı istemesi gerektiğine vurgu yapmasının yanı sıra hayırlı bir eşe ve salih evlâtlara sahip olmanın, aile saadeti anlamına geldiğini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Yine Hz. Ömer’in (ra) Mekke valisi olan Nâfi’ b. Abdülhâris tarafından nakledilen bir rivayette Hz. Peygamber (sas), iyi komşuya sahip olmayı da eklemiş ve "İyi bir komşu, rahat bir binek ve geniş bir ev kişinin mutluluğundandır."  buyurmuştur.

Rivayetin sonunda geçen ‘geniş ev’ tabiri ile insanın temel ihtiyaçlarından olan barınma ihtiyacına vurgu yapılmaktadır. Zira geçimin yarısı barınma ile ilgilidir. Bu sebeple ihtiyacı karşılayacak şekilde güzel bir eve sahip olmak bir mutluluk vesilesidir. Kişinin durumuna uygun bir bineğe sahip olması, onun temel ihtiyaçlarını karşılaması açısından bir mutluluk vesilesidir. Güzel ahlâklı bir komşu, kişinin güvenilir bir çevrede yaşaması açısından çok önemlidir ve bir mutluluk vesilesidir. Belki de bu durumu en güzel ‘Ev alma, komşu al’ atasözü anlatmaktadır. Hz. Peygamber (sas), yukarıdaki hadislerde özellikle hiçbir insanın hayatı boyunca kendisinden müstağni kalamayacağı hususları ifade etmiştir. Güzel bir ev, uygun bir binek ve iyi bir komşuya sahip olmak, kısacası bütün bu sayılanlar, başka bir gaye için değil, ancak ve ancak İslâm toplumunun en güzide kurumu olan ailenin huzur ve mutluluğu içindir.

Hz. Peygamber’in (sas) hadislerine göre, tevbe etmeyi ihmal etmemesi kaydıyla uzun bir ömür sürmesi de kişiye verilmiş bir mutluluktur. Çünkü bu, kişiyi âhirette de mutlu kılacaktır. Sahâbenin büyüklerinden ve bilginlerinden olan Câbir b. Abdullah’tan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sas), "Ölümü istemeyin. Zira can vermek (sekerâtü’l-mevt) çok zordur. Kişinin ömrünün uzun olması ve Allah’ın (cc) insana, tevbe ile kendisine yönelme imkânı vermesi onun için mutluluktur."  buyurmuştur.

Evet, Allah’a (cc) karşı iyilik, takva ve keremle geçen bir ömür, elbette, imrenilmesi gereken bir ömürdür. Böyle bir kimse âhirette de mutlu olacaktır. Allah’a (cc) karşı isyan, bedbahtlık ve kötülüklerle geçen bir ömür de şekâvet içerisinde geçirilen bir ömürdür. Ve böyle bir kimse âhirette de bedbahtlardan olacaktır.

Kaynak: Diyanet Hadislerle İslam

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.