“Ümmetin Emini” Olarak Bilinen Sahabi
“Ümmetin emini” (Eminü’l Ümme) olarak anılan sahabi kimdir?
Emînü’l Ümme ve aşere-i mübeşşereden biri olan Ebû Ubeyde bin Cerrah radıyallahu anh Kureyş’den ve Benî Fihr aşiretindendir. İsimleri Amir bin Abdullah bin Cerrah’dır. Valideleri Ümmi Gânem Ümeyye binti Cabir’dir.
Bedir’de ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in bulunduğu bütün gazalarda bulunmuştur.
Bedir günü babası Abdullah Abdu’ssanem ve Allah’ın düşmanı olduğundan, Hazret-i Ebû Ubeyde’yi öldürmek için tecavüz etmiş, Ebû Ubeyde savuştukça üzerine varmış, o da katline mecbur olmuştu.
Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri buyurur: “Cer nâbrı Allah’a ve âhiret gününe imânda sebat eden, hiçbir kavmin Allah’a ve Rasûlü’ne muhalefet eden kimselerle velev ki onlar bunların babaları olsun, ya oğulları, ya biraderleri yahud da aşiretleri olsunlar dostlaşacaklarını göremezsin. Onlar o kimselerdir ki Allah imanını kalplerine yazmış, bunları kendinden ruh ile desteklemişdir.” (Mücadele Sûresi, 22)
Uhud muharebesinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri’yle beraber sabit kadem olup Sultanu’l Enbiya aleyhi ezkâ’t tehâyâ Efendimiz Hazretleri’nin mübarek yüzlerine batmış olan zırh halkalarını Ebû Ubeyde radıyallahu anh dişleriyle çıkarmıştır. Ve çıkarırken iki ön dişleri de beraber çıkmıştır.
ÜMMETİN EMİNİ
Nebiy-yi Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem hakk-ı âlîlerinde:
– “Her peygamberin ve yahud her ümmetin emîni vardır. Bu ümmetin emîni de Ebû Ubeyde’dir” buyurmuşlardır.
Buna binâen unvan-ı mükerremleri “Eminü’l Ümme” olmuştur.
Emânet Hazret-i Ebû Ubeyde ile sair ashâb-ı kiram meyanında müşterektir. Şu kadar ki Hazret-i Peygamber Efendimiz sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem bazı ashâb-ı kendilerinde galip olan sıfata tahsis buyurdular.
Hazret-i Ömerü’l Faruk, âhir ömürlerinde:
– “Eğer Ebû Ubeyde hayatta olaydı, hilafete onu vasiyet ederdim” buyurmuşlardır.
Hazret-i Sıddıyk-ı Ekber radıyallahu anh da Sakıyfe günü intihab bahsinde, Hazret-i Ömer radıyallahu anh ile Hazret-i Ebû Ubeyde’yi ümmete göstererek:
– Sizin için şu iki adamdan birine ben razıyım, buyurmuşlardır.
Ebû Ubeyde radıyallahu anh, Hicrî 18 tarihinde 58 yaşında olduğu halde, Amvas’da taundan vefat etmişlerdir.
Namazını Muaz bin Cebel radıyallahu anh kıldırmıştır. İrtihallerinde, hanesinde ancak silah ve bir koyun postu ve bir su destisi bulunmuştur.
Hayatta iken haline vâkıf olup:
“Keşke bazı eşyanız olsa” diyenlere:
“Bizi rahata kavuşduracak bunlardır” diye cevap verirlermiş radıyallahu anh ve neffeanâ bi-şefâatihi. Ömer İbnü’l Hattab radıyallahu anh bir evde otururlar iken arkadaşlarına:
“Bir şeyler isteyiniz, temennî ediniz” buyurdu. İçlerinden birisi dedi:
“Allah yolunda infak etmek için şu ev dolusu altunum.”
Hazret-i Ömer radıyallahu anh:
“Daha isteyiniz” Bir başkası:
“Şu ev dolusu inci, zebercet ve yakutum olsun Allah yolunda infak Bunu istiyorum” dedi. Ömer radıyallahu anh:
“Daha isteyin” buyurunca:
“Bu sözleriyle emirü’l mü’minîn ne demek istiyor anlamıyoruz” dediler. Hazret-i Ömer radıyallahu anh:
“Ben istiyorum ki şu ev Ebû Ubeyde bin Cerrah gibi ricâl ile dolu olsun!” buyurdu.
Ebû Ubeyde Hazretleri Bizanslılara karşı yapılan harblerde ordu kumandanlığı vazifesini muvaffakiyetle îfâ etmiş ve asakir-i İslâmiye’ye şöylece hitab etmiştir:
Müslümanlar içinde bu gün sebat eden, dünyanın her nimetine nail olacaktır. Şayet içinizde, ihrâz-ı şehadet eden olursa, sizi temin ederim ki bizzat Rasûl-i Ekrem ’in şu sözlerini işittim:
“Bir insan müşrik olmadığı halde harpte ölürse cennete girer.”
Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları