
Unutkanlığı Gideren Amel
Unutkanlığın maddi, tıbbi tedavisi olduğu gibi manevi tedavisi de vardır. Peki unutkanlığı gideren şey nedir? Haşr suresi 19. ayeti nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz?
"Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir."- Haşr sûresi 19. ayet
UNUTKANLIĞI ZİKİRLE BERTARÂF ET
Cenâb-ı Hakk’ın, Allah’ı unutanlara, kendilerine kendilerini unutturması şöyle izah edilebilir:
Allah Teâlâ’yı uyanık bir kalple zikretmek, kişiye dünya ve âhiretin mâhiyetini anlamayı, dünyaya niçin gönderildiğini, kendisine bu kısa ömrün ve bunca nimetlerin niçin verildiğini ve sorumluluğunun ne olduğunu hatırlatır. Ona derin ve etkili bir kulluk şuuru aşılar. Buna mukâbil Allah Teâlâ’yı unutmak ise, insanı ulvî âlemlerden kopararak bütün himmetiyle dünyaya sarılmasına sebep olur. Dünya muhabbeti onu, hayırlı işlerden uzaklaştırarak günahların çukuruna yuvarlar. Öyle ki büsbütün yoldan çıkar. Gaflet ile dünya peşinden koşmak, âhiret için hiçbir hazırlık yapmamak, nefsi ibâdet ve takvâ ile temizlemeye çalışmamak, üstelik günahların pençesinde kıvranmak insanın kendi canını unutması anlamına gelir. Böylece Allah’ı unutana, Allah da kendi öz canını, yani dünya ve âhirette asıl menfaatine olan şeyleri yapmasını unutturmuş olur. Zira insanın gerçek mânada kendi canını düşünmesi, onu temizlemeyi, terbiye ve tezkiye etmeyi gerektirir. Canı yani nefsi temizlemek de Allah’ı zikretmekle olur. Allah’ın zikri olmadan nefsin tezkiyesi mümkün değildir. O halde Allah’ı unutan, kendi canını da unutmuş ve ihmal etmiş olur. Canı ihmal etmenin sonucu da onu âhiret azabına mahkûm etmektir. Şüphesiz kulluk vazifelerini ihmal edip canlarını ateşe atanlarla, onu kurtarıp cennet bahçelerine ulaştıranlar bir olmaz. Gerçek kurtuluş ve başarıya erenler, şüphesiz ki Allah’ı unutmayan, zikrullâh ikliminde bir hayat yaşayan, Allah’ı itaat ve ibâdetle zikrederek nefislerini temizleyen cennetliklerdir. (bk. Ateş, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, IX, 360-361)
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.” (Âl-i İmran 3/185)
Kaynak: kuranvemeali.com
YORUMLAR