Uyku Getiren Muz Çayı Tarifi

Bir muz, bir tencere, biraz da su... Bu üçü bir araya geldiğinde ortaya çıkan sonuca inanamayacaksınız.

Zaman zaman hepimiz yaşamışızdır. Her zamanki saatimizde yatmamıza rağmen o gece bir tuhaflık var gibidir. Uyku bir türlü yanımıza uğramaz. Yatakta döner durur, serin kısmı yüzümüze gelsin diye yastığı çeviririz. Ertesi günkü önemli işlerimiz aklımıza gelir, uykumuzu almazsak çok zorlanacağımızı düşünürüz. Düşündükçe uykumuz daha da uzaklara gider. Bir bakmışız sabah olmuş... Bu haberde böyle gecelerde hayatınızı kurtaracak, kolayca uyumanızı sağlayacak, basit, zararsız ve etkili bir formülümüz var.

İhtiyacınız olanlar, bir muz, bir tencere, biraz su, bir de isterseniz bir tutam tarçın...

Önce tencerede suyumuzu kaynatıyoruz. Sonra muzumuzu, uçlarını kesip, kabuklarıyla birlikte tencereye yerleştiriyoruz. 10 dakika kadar demlenmesini bekliyoruz. Demlendikten sonra bir fincana güzelce süzüyoruz. İsterseniz bu aşamada bir tutam tarçın da şahane olur. Ve afiyet olsun…

DELİKSİZ UYKU İÇİN DOĞAL ÇÖZÜM!

Ya muz ne olacak? Kabuklarını soyup biraz tarçınla mis gibi bir tatlıya dönüştürebilirsiniz.

Peki nasıl oluyor? Muz, özellikle de kabukları, magnezyum ve potasyum açısından çok zengin bir meyve. Magnezyum uyku bozukluklarının tedavisinde çok etkili bir madde. Potasyumla bir araya geldiğinde ise kasların gevşemesini sağlıyor. Dolayısıyla uyku için muhteşem bir yardımcı oluyor.

Öte yandan bu çay için mümkünse organik muz kullanın. Organik muz bulamıyorsanız da muzu sıcak suya atmadan önce çok iyi temizleyin. Zira muzu kabuğuyla birlikte kaynattığınız için, kabukta birikmiş olabilecek zararlı maddelerin suya geçme ihtimali var.

kabugu_daha_degerli

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.