Uyku Sorunu Neden Olur?

En az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyor, uzun süre uyanık kalıyor ya da çok erken saatlerde uyanıyorsanız mutlaka okuyun!

Psikiyatri Uzmanı Dr. Fikret Hacıosman, “İnsanlar en az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyorsa hekime başvurulması gerekir.” dedi.

Hacıosman, uykuya dalmakta veya gece uykusunu bölünmeden sürdürmekte sorun yaşama durumuna “insomnia” denildiğini hatırlatarak, uyku bozukluklarının bir alt türü olan insomnianın, dünya nüfusunun üçte birinde görülen ve fazlasıyla yaygın bir bozukluk olduğunu söyledi.

UYKU SORUNLARINA YOL AÇAN SEBEPLER

Hacıosman, insanlarda uyku sorunlarına yol açan sebepleri şöyle sıraladı:

“Uyku düzeni stres, sevilen bir insanın ölümü, fiziksel hastalıklar, özel hayatta yaşanan sorunlar, yaşanan travmalar, maddi veya manevi kayıplar sebebiyle bozulabilse de olağandan uzun süren uyku düzensizliğinin sebebinin uyku bozukluğu olabileceği akılda tutulmalıdır. Eğer insanlar en az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyor, uzun süre uyanık kalıyor ya da çok erken saatlerde uyanıyorsa, söz konusu düzensiz uyku insanların gün içinde yorgun, halsiz, sinirli, gergin olmasına sebep oluyor ve dikkat, odaklanma, hafıza gibi işlevlerde zayıflama görülmeye başlandıysa bir psikiyatri hekimine tedavi için başvurulması gerekir.”

“YEME-İÇME ALIŞKANLIKLARI UYKU DÜZENİNİ ETKİLİYOR”

Kişisel ve çevresel etkenlerin yanı sıra fiziki şartlar ve yeme-içme alışkanlıklarının da uyku düzeninde bozulmalara sebep olabileceğini vurgulayan Hacıosman, “Yan etkisi uyku kaçırmak olan bazı ilaçların kullanımı, yatak odasının sesli, yapay ışıkların yer aldığı bir oda olması, uyarıcı bileşenler içeren kahve, kola gibi yiyecek ve içeceklerin gün içinde sıklıkla tüketilmesi, uyumadan önce beyni yapay bir biçimde uyaran bilgisayar ile uğraşmak, televizyon izlemek gibi faaliyetler, akşam saatlerinde yenilen yağlı veya sindirimi zor yemekler yemek, radyasyon yayan televizyon, cep telefonu, bilgisayar gibi elektronik aletlerin başucunda bulunması da uyku düzenini bozarak uykusuzluğa sebep olabilmektedir.” ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.