Uyku ve İstirahat Adabı Nasıl Olmalıdır?

EDEP VE ADAB

Müslümanın uyku ve istirahat adabı nasıl olmalıdır? Yatarken ve kalkarken nelere dikkat ederiz?

Allah çalışmak, rızık kazanmak için gündüzü aydınlık; dinlenip uyumak için de geceyi karanlık yapmıştır. Bütün mahlûkat yaratılışı gereği istirahat etmeye ve uyumaya muhtaçtır. İbadet ederken ve çalışırken rahat, huzurlu ve güçlü olmaya ihtiyacımız olur. Yine sağlıklı bir insan olabilmek için de doğru ve uygun bir dinlenmeye yani uykuya ihtiyaç duyarız.

Yatarken ve kalkarken nelere dikkat ederiz?

  1. Yatsı namazını kıldıktan sonra ve abdestli olarak erkence yatarız.
  2. Yatmadan önce dişlerimizi temizleriz.
  3. Temiz bir yatak kıyafetiyle yani pijama giyerek yatarız.
  4. Yatmadan önce yatakta Ayet-el Kürsi’yi, İhlas, Felak ve Nas surelerini okuruz.
  5. Mümkünse yüzümüzü kıbleye ve sağ elimizi (yanağımızın) altına koyarak yatmak.
  6. Solda bulunan kalbimizin ve midemizin sıkışmaması için sağ yanımızın üzerine yatarız.
  7. Peygamber Efendimizin (s.a.v) yasakladığı üzere asla yüzüstü ve sırtüstü ayak ayak üzerine atarak yatmayız.
  8. Uykumuzu alacak kadar ne az ne de çok yatarız. (6-8 saat)
  9. Güneş tam doğuşu ve batışı esnasında uyumayız. (45 dakika)
  10. Sabah namazına veya gece namazına kalkmak niyetiyle yatarız ki uykumuz da ibadet yerine geçsin.
  11. Uyumadan önce, Peygamber Efendimizin öğrettiği şu duayı okuruz. “Allâhım! Senin isminle yatar ve kalkarım.”
  12. Uyandıktan sonra da Rabbimize hamd eder ve sağ tarafımızdan kalkarız. Sonra da şu duayı okuruz. “Öldürdükten sonra bizi dirilten Allâh’a hamd olsun. Dönüş ancak O’nadır.” (Buhari, Deavât, 8)
  13. Sevgili Peygamberimiz bir sahabisine dedi ki eğer şu duayı okur da o gece ölürsen, imanlı ölürsün. Şu sözler yatmadan önceki son sözlerin olsun. “Allâhım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana bıraktım, yüzümü sana çevirdim. Hoşnutluğunu kazanmayı umarak ve azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sen’den başka sığınacağım kimsem yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygamber’e inandım.” (Buhârî, Deavât, 7)

Kaynak: Faruk KANGER Lokman HELVACI, ADABI MUAŞERET