Uzmanlardan 'kurbanlık' Öneriler

Uzmanlar yaklaşan Kurban Bayramı öncesi kurbanlık hayvan seçimi, kesim, etin muhafazası ve tüketimiyle ilgili bazı konularda vatandaşları uyardı. 

Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Denek, kurbanlık alırken bazı hususlara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, vatandaşları dişi hayvan almamaları konusunda uyardı.

"KURBANLIK" ÖNERİLER

Kurbanlık alınacak hayvanda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca takılmış küpenin bulunması gerektiğini ifade eden Denek, alınacak hayvanın kurbanlık vasfını taşıdığına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Denek, şöyle devam etti:

"Kurbanlık seçilecek hayvanın pis kokulu ishalinin olmamasına ve hayvanın vücudunun herhangi bir yerinde yara olmadığına dikkat edilmeli, alınacak hayvanın canlı ve sağlıklı görüntülü olması gerekmektedir. Hayvanın hareketli olması ve durgun olmaması gerekiyor. Bunun dışında hayvanın kesiminde ve etlerin sağlanmasında bazı hususlara dikkat etmek gerekir.

Özellikle kesim için kurbanlık alındıktan sonra bunun strese sokulmaması gerekiyor zaman zaman çevrede de görüyoruz hayvana eziyet ve kötü muameleden dolayı hayvanlarda bir stres oluşuyor. Kesim kesinlikle ustalarca gerçekleştirilmeli ve kesimin ardından ortaya çıkan atıkların mümkün olduğunca gömülmesinde fayda var.

Elde edilen etlerin muhafazası da önemli temek kural olarak kesilen hayvanların etleri en az bir gün dinlendirilmelidir. Etin kesilir kesilmez buzdolabına konmaması gerekiyor oda sıcaklığına gelinceye kadar bir kaç saat ortam ısısında dinlendirilip daha sonda buzdolabına konulup soğutulmasını tavsiye ediyoruz."

HAYVANLARA İYİ DAVRANILMALI

HRÜ Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu da kesim öncesi kurbanlığı koşturmanın, yormanın etin lezzet ve kalitesini bozduğunu bildirdi.

Tüm kurbanlıklara kesimden önce iyi davranmak ve strese sokmamak gerektiğinin altını çizen Hayoğlu, "Çünkü strese giren, kesim öncesinde koşturulan ve yorulan hayvanda kaslardaki glikojen harcanacağından etler sert kalır. Bu da hem etin kalitesini hem de lezzetini etkiler. Dolayısıyla hayvanlara mutlaka iyi davranılmalıdır." dedi.

ETLER 24 SAAT SONRA TÜKETİLMELİ

Kesimden sonra "ölüm sertliğine" gireceğinden etin hemen tüketilmemesini ve dinlendirilmesini öneren Hayoğlu, etlerin önce serin ve temiz bir ortamda bekletilerek soğumasının sağlanması gerekliliğini belirtti.

Etin yaklaşık 24 saat dinlendirilmesinin uygun olacağını dile getiren Hayoğlu, şöyle konuştu:

"Hayvan kesildikten hemen sonra etler tüketilmemeli ve bir süre dinlendirilmelidir, dinlendirilen etler yumuşak yapılı, sulu ve daha lezzetli olur. Daha sonra etler porsiyonlanmalı, kısa sürede tüketilecekse buzdolabında, uzun süre bekletilecekse bir defada tüketilebilecek porsiyonlar halinde ambalajlanarak derin dondurucuda muhafaza edilmelidir. Donmuş etler çözülünce kullanılmalı, asla tekrar dondurulmamalıdır."

KURBANDA ET PİŞİRME ÖNERİSİ

Hayoğlu, etlerin pişirilmesi sırasında da bazı konulara dikkat edilmesinin sağlık açısından önemine değinerek, şunları kaydetti:

"Mangalda pişirilecekse etler, kömürlerin alevi bitip köz haline gelince arada 15 santimetre mesafe ile mangala konulmalıdır. Kavurma yapılacaksa etin kendi suyu ve yağı yeterli olacaktır. Kalp, tansiyon ve kolesterol sorunu olanlar ile yaşlılar aşırı yağlı et yemeklerinden ve sakatatlardan fazla tüketmemelidir. Et yemeklerinin yanında mutlaka bol salata ve sebze tüketilmelidir. Bu, hem sağlık hem de sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.