Uzuv Ne Demek? Uzuv Ne Anlama Gelir?

NE NEDİR?

Uzuv ne demek? Uzuv kelimesinin anlamı nedir? Uzuv kelimesine örnek cümleler...

Uzuv: Canlılarda hayâtî rolü olan ve belli bir işe yarayan vücut parçası, organ anlamlarına gelmektedir.

UZUV KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Tefekkürün kıymeti de, onun tahassüsle takviye edilmesine, yani beyin ve kalp fonksiyonlarının âhenkli bir denge içinde işleyebilmesine bağlıdır. Sadece beyne ve akla ağırlık verilirse, insan belki iyi bir dünya adamı, yani menfaat insanı olabilir. Fakat kâmil bir mü’min olabilmek için, duyguların merkezi olan kalbin de mânevî terbiye ile eğitilip akla rehberlik etmesi îcâb eder. Çünkü hissiyat merkezi olan kalp, aklın tefekkürüne, tefekkür ise irâdeye yön verir. Bu demektir ki, irâdî fiillerin temel sâikı kalptir; orada yerleşip kök salan hislerdir. Bu bakımdan kalbin de ilâhî emirler çerçevesine oturtulması, diğer uzuvlardan daha ehemmiyetlidir.

*****

İnsanın yaratılışı gibi uzuvları da lisân-ı hâl ile kendisini tefekküre dâvet etmektedir. Yani gözümüz, kulağımız, elimiz, ayağımız, beynimiz, kalbimiz,
velhâsıl bütün vücûdumuz bizlere verilmiş geniş bir tefekkür sahası olarak âdeta söyle seslenmektedir:

Cenâb-ı Hakk’ın et, sinir ve damarlardan teşekkül eden âzâları nasıl tanzim ettiğine ve onları birbiriyle âhenkli çalışan müthiş bir sistem hâlinde nasıl var ettiğine ibretle bir bak! Başı yuvarlak yapmış ve onun üzerinde kulak, göz, burun, ağız ve diğer menfezleri açmış… El ve ayağı uzun yaratmış, uçlarını parmaklara, parmakları da büklümlere ayırmış… Kalp, mide, ciğer, dalak, bağırsak, rahim gibi iç âzâları en münâsip şekil ve keyfiyetlerde yaratmış… Bunların hiçbiri lüzumsuz ve birbiriyle alâkasız değildir. Bilâkis her birinin çok mühim vazîfeleri vardır ve hepside bu vazîfelerine en uygun şekilde yaratılmıştır.

Sonra bu âzâların herbirinin kendine göre kısımları vardır. Meselâ gözün tabakaları ve her tabakanın husûsî bir vasfı ve şekli vardır. Eğer onlardan biri bozulur veya vasıflarından birini kaybederse, göz görmez olur.

*****

Böbreğimiz küçük bir et parçasıdır. Fakat zehirli ile zehirsizi birbirinden ayırt ediyor. Zehirli ise dışarı gönderiyor. Zehirsiz ise tekrar vücûda iâde ediyor. Böbrekte akıl mı var, bilgisayarlar mı var, tahlil laboratuvarları mı var? Bu küçücük uzuv hastalandığında insanın ne sıkıntılar çektiğini hepimiz biliyoruz. Koca koca makineler, o elli gram et parçası olan böbreğin yaptığı vazifeyi tam olarak yerine getirmekten âcizdir.

*****

Üstelik, kol, el ve parmaklarımızla yaptığımız en basit hareketler bile aslında son derece girift ve yüksek bir mühendislik hesaplaması gerektirmektedir. Nitekim günümüzün ileri teknoloji mahsûlü makineleri için yapılan robot el ve kol çalışmalarında gelinen seviyenin hâlen insan uzuvlarıyla kıyaslanamayacak kadar geri olduğu düşünülecek olursa, Rabbimizin insan vücûdunda sergilediği sonsuz ilim ve kudretine hayranlık duymamak mümkün olmaz.