Vahdaniyet Ne Demek?

Vahdaniyet ne demek? Allah’ın zati sıfatlarından vahdaniyet nedir? Allah’ın vahdaniyet sıfatı ile ilgili ayetler.

Vahdâniyet, “Allah’ın bir olması” demektir. Allah, zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tektir. Allah’ın zatı cüz ve parçalardan oluşmamıştır, cisim değildir, eşi ve benzeri yoktur. Yarattıklarına benzemez. Allah’ın sıfatları da, yaratıklarının sıfatlarına benzemez. Fiillerinde tek oluşu, yaratmada tek olması demektir.

ALLAH’IN VAHDANİYET SIFATI İLE İLGİLİ AYETLER

Yoktan var etme anlamında yaratma Allah’a aittir. Allah’ın bir tek oluşu İhlâs sûresinde şöyle ifade edilir: “De ki: O Allah bir tektir. Allah hiç bir şeye muhtaç değil, her şey O’na muhtaçtır. O doğurmamıştır ve doğmamıştır. Hiçbir şey O’na denk değildir.” [1]

Kâinatı yaratan ve yöneten birden fazla ilâh olsaydı, farklı yönde istek ve iradeleri olunca, birisinin dediği gerçekleşir, diğeri âciz kalırdı. Âciz kalan ise ilâh olamazdı. İlâhlar arasındaki bu tezatlar kâinatın düzenini bozardı. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de şöyle belirtilir: “Yerde ve gökte, Allah’tan başka ilâhlar bulunsaydı, yer ve gök harap olurdu” [2] “Allah’tan başka bir yaratıcı var mıdır?” [3] “O gün, güç kimindir? En büyük egemen olan Allah’ındır.” [4]

Alemde bir düzenin oluşu ve bozulmadan devam edişi, bir tek Allah’ın eseridir. İlâhta birlik, evrende birliği, uyum ve düzeni getirmiştir. Allah’ın ortağı bulunsa bu düzen bozulurdu. Âyette şöyle buyurulur: “Onun yanında hiçbir ilâh yoktur. Eğer olsaydı, şüphesiz her tanrı kendi yarattığını kabullenir ve korur, kimisi de diğerine üstün olmaya çalışırdı..” [5]

ŞİRK KOŞMAK İKİ TÜRLÜ OLUR

İnsanlar tarih boyunca zaman zaman yollarını şaşırarak Allah’ın yanında başka tanrılara da yer vermişlerdir. Buna “şirk (ortak koşma)” denir. Bunu yapana da “müşrik” adı verilir. Şirk koşmak iki türlü olur:

a) Allah’ın yanında başka bir varlığı da tanrı kabul etmek. İnsan, put, ağaç, hayvan vb. şeyler gibi.

b) İbadetlerde ve amellerde Allah’a eş, ortak koşmak. Amellere riya, gösteriş karıştırmak gibi.

Allah, müşriklerin nitelendirmesinden uzaktır. O, çocuk edinmemiştir. O’nun yanında başka bir ilâh yoktur. Olsaydı, yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde belirtiler ortaya çıkar, evrende düzensizlikler görülürdü.

Kur’an-ı Kerim’de Hıristiyanların şirkinden şöyle söz edilir: “Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür, diyenler şüphesiz kâfir olmuşlardır.” [6] Buna göre Allah, Mesih İsa ve Rûhu’l-Kudüs olarak üç ilâhı birlikte kabul eden (teslise inanan) Hıristiyanlar vahdaniyet inancından uzaklaşmışlardır. “Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih İsa’dır, diyenler küfre girmişlerdir.” [7] âyeti de, onların Allah’a “oğul” isnat ederek, düştükleri başka bir şirk halini belirtir.[8]

Hıristiyanların benimsediği gibi üç tane ilâh bulunsaydı, aralarında evreni ve merkez gücü ele geçirmek için bir çatışma kaçınılmaz olurdu. Şu âyette böyle bir varsayımın sonucuna işaret edilir: “De ki; eğer dedikleri gibi Allah’la beraber tanrılar bulunsaydı, o takdirde hepsi arşın sahibi olmaya yol ararlardı. O, onların bu söylediklerinden uzaktır. Yücedir. Uludur.” [9]

Dipnotlar:

[1] İhlâs, 112/1-4; bk. Enbiyâ, 21/22; İsrâ, 17/42; Zümer, 39/4.

[2] Enbiyâ, 21/22.

[3] Fâtır, 35/3.

[4] Mü’min, 40/16.

[5] Mü’minûn, 23/91.

[6] Mâide, 5/73.

[7] Mâide, 5/72.

[8] bk. Şerafeddin Gölcük, age,, s.82 vd; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam Hukuku, İstanbul, 1983, s.226-228.

[9] İsrâ, 17/43.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

 

İslam ve İhsan

ALLAH’IN SIFATLARI VE ANLAMLARI

Allah’ın Sıfatları ve Anlamları

ALLAH’A İMAN HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Allah’a İman Hakkında Bunları Biliyor Musunuz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.